Uluslararası danışmanlık şirketleri tarafından hazırlanan 2015 değerlendirme raporlarında ekonomideki genel durağan hale rağmen enerji sektörünün yabancı sermaye yatırım ve payında cazibesine koruduğu tespit edildi. PwC raporuna göre enerji sektöründe 4,8 milyar dolarlık 44 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti.*
PwC ve Deloitte tarafından hazırlanan 2015 değerlendirme raporlarında Türkiye ekonomideki genel durağanlığın tüm sektörlerde üzerinde belli fren etkisi yaratmasına rağmen enerji sektörünün yabancı sermaye yatırım ve payında cazibesine koruduğu tespit edildi.
PwC Türkiye’nin her yıl çıkardığı “Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar Raporu”nun 2015 sonuçları açıklandı. Türkiye enerji piyasalarındaki hareketleri gösteren PwC raporuna göre 2015 yılında petrol, doğalgaz ve elektrik piyasalarında 44 işlem gerçekleşti. Yapılan işlem sayısı bakımından 2014 yılına göre artış sağlansa da, toplam işlem değeri yüzde 14 düştü. 2015 yılında yabancı oyuncuların payı ise hızlı bir yükselişle 2014 yılındaki yüzde 6’dan yüzde 45’e yükseldi.
Bu yıl sekizincisi hazırlanan rapora göre Türkiye enerji pazarındaki toplam birleşme ve satın alma değerlerinde 2012 yılından bu yana süren daralma, 2015 yılında da devam etti. 2014 yılında 40 olan birleşme ve satın alma işlemi sayısı 2015 yılında 44’e yükselse de, toplam değer yüzde 14 oranında azaldı ve 5,6 milyar dolardan 4,8 milyar dolara geriledi. Bu da ortalama işlem değerinde yüzde 21 oranında bir düşüş anlamına geliyor. 2014 yılında işlem başına düşen değer 140 milyon dolarken, bu rakam 2015 yılında 110 milyon dolara geriledi.
Rapora göre 2015 yılı, Türkiye enerji sektörü açısından bazı yeniliklerin de yaşandığı bir yıl oldu. Daha önceki yıllarda olduğu gibi birleşme ve satın almaların büyük kısmı altyapı sektöründe gerçekleşmesine rağmen, bu yıl petrol ve doğalgaz sektöründeki işlemlerde hızlı bir artış, özelleştirme işlemlerinde ise düşüş görüldü. Daha az özelleştirme işleminin gerçekleşmesi, 2015 yılında altyapı birleşme ve satın almaların toplam değerinin 2014 yılına kıyasla yüzde 40 oranında düşmesine ve 3,1 milyar dolara gerilemesine neden oldu. Altyapı segmentinde 35 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşirken, bunların ikisi enerji ticareti, geri kalanı ise enerji üretimi sektöründeydi. İşlemlerin toplam değerinin büyük kısmı ise termik ve hidroelektrik santrallerinde yoğunlaştı.
“Petrol ve doğalgaz segmenti yükselişte”
Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar 2015 Raporu’na göre petrol ve doğalgaz sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerinin oranı, 2014 yılındaki yüzde 2 olarak gözlenmişken, 2015 yılında yüzde 36’ya sıçradı. Bu segmentte yalnızca dokuz birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşmesine rağmen işlemlerin 1,73 milyar dolara ulaşan değeri, 2006 yılındaki çarpıcı özelleştirme rakamlarından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Açıklanan işlemler arasındaki en önemli iki işlem, Goldman Sachs’ın Socar Türkiye’den hisse satın alması ve Total Oil’in Türkiye’den çekilmesiydi. Goldman Sachs, SOCAR Türkiye Enerji şirketindeki hisselerin yüzde 13’ünü 1,3 milyar dolara satın aldı. Total Oil ise Türkiye’deki perakende yakıt kolunu 356 milyon dolara Demirören’e sattı. BP’nin TANAP’ın yüzde 12 hissesini satın alması da yılın önemli işlemlerinden biriydi, ancak bu işlemin değeri açıklanmadı.
“Yabancı oyuncuların ilgisi artıyor; özel sektörün payı yükseliyor”
Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Goldman Sachs gibi yabancı oyuncuların dâhil olduğu birleşme ve satın almaların toplam değeri 2015 yılında yerel oyuncularla yapılan işlemlerle neredeyse aynı seviyeye yükseldi. Yabancı oyuncuların payı 2015’te hızlı bir yükselişle 2014 yılında gerçekleşen yüzde 6’dan yüzde 45’e çıktı.
2015 yılı enerji piyasalarında kamunun taraflarından biri olduğu işlemlerin sayısının ve değerinin düşüş gösterdiği istisnai bir yıl oldu. Özelleştirme işlemlerindeki düşüşle birlikte, piyasada özel sektör anlaşmalarının payı bir önceki yıl yüzde 18’den, 2015 yılında yüzde 63’e sıçradı.
“Gelecek tahminleri: 2016 yılında neler olacak?”
Birleşme ve satın alma değerlerinde 2012 yılından bu yana süren daralma eğiliminin 2016 yılına da sıçramaması için, özelleştirme işlemlerinin olumlu sonuçlanmasının önemli olduğunu vurgulayan PwC Türkiye Şirket Satınalma ve Birleşme Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu 2016 yılı öngörülerini şu şekilde sıraladı:
“Özelleştirme İdaresi, 2020 yılına kadar özelleştirilecek 15 hidroelektrik santralinin (HES) ve üç doğalgaz santralinin listesini açıkladı. Bu projelerin birçoğunun ihale takvimi 2016 yılının ilk çeyreği olarak planlandı. Açıklanan takvimlere uyulursa 2016 yılının özelleştirmelerle dolu bir yıl olacağını ve altyapı hizmetlerinin, birleşme ve satın alma grubunun başını çekmeye devam edeceğini söyleyebiliriz. Uzun zamandır beklenen İGDAŞ özelleştirmesi, 2016 birleşme ve devralma işlemlerinin değerinin artmasında önemli bir rol oynayabilirdi. Ancak yakın zamanda İGDAŞ’ın bir halka arz işlemi ile özelleştirileceği yönünde yapılan açıklamalar, İGDAŞ’ı birleşme ve satın alma işlem masasında görme ihtimalini düşürdü. Bunlara ek olarak, enerji dağıtım ve perakende şirketleri, yüksek tutardaki yabancı para cinsinden özelleştirme borçlarını yeniden finanse etmek için hisselerini satabilirler.”
Deloitte de “ilgi sürüyor” dedi
Deloitte Türkiye, ‘2015 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na göre politik belirsizliğin damga vurduğu 2015 yılında 245 adet işlem gerçekleşirken, toplam işlem hacmi ise yaklaşık 16,4 milyar dolar oldu. Bu tutar özelleştirmeler hariç tutulduğunda son 3 yılın en yüksek işlem hacmine işaret etti. İşlem hacminde bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 9’luk bir düşüş olurken, işlem adedinin son yıllara benzer seviyede gerçekleştiği görüldü.
Pazarı domine eden yabancı yatırımcıların işlem hacmi 2014’e göre yüzde 44 arttı ve toplam işlem hacmine katkıları yüzde 70 seviyesinde gerçekleşti. Özelleştirme işlemleri hem adet hem hacim olarak son on yılın en düşük seviyelerinden birini görürken, küçük ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik ile finansal yatırımcı aktivitesi dikkat çekti.
Rapora göre, yabancı yatırımcıların ilgisi ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik, birleşme ve satın almalar piyasasını zor bir yılda ayakta tuttu. Yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 70 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşirken, işlem hacmi 2014’e göre yüzde 44 arttı ve 11.5 milyar dolara ulaştı. Genellikle Türk gruplar tarafından domine edilen özelleştirme aktivitesi son on yılın en düşük seviyelerinden birinde kaldı ve Türk yatırımcıların işlem hacmi bir önceki yıla göre yüzde 51 oranında azaldı. Satın alma süreçlerinde oldukça temkinli davranmakla birlikte, finansal yatırımcıların, özellikle kalkınma ve yatırım bankaları ile girişim sermayesi fonlarının işlemlerindeki artışla, yıllık işlem hacmine ve adedine önemli katkı yaptığı gözlendi. Büyük ölçekli az sayıda işlem toplam hacme önemli bir katkı yaptı; öte yandan sayı olarak hareketin kaynağı küçük ve orta ölçekli işlemler pazarıydı. İşlem sayısının yüzde 79’una tekabül eden 50 milyon doların altındaki işlemler, işlem hacminin yalnızca yüzde 12’sini oluşturdu.
Toplam 7 işlem ile 1,8 milyar dolarlık hacim gerçekleşirken, bunların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 11 seviyesinde oldu. Bu yıl özelleştirmelerin en büyük 10 işlem içerisindeki payı geçmiş yıllara kıyasla oldukça düşük kaldı. Sınırlı sayıdaki özelleştirme işlemlerinin tamamı enerji sektöründe oldu.
Yerli ve yabancı yatırımcıların işlem adedine katkısı neredeyse eşit olmakla birlikte, işlem hacminde yabancıların ağırlığı hissedildi ve yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı yüzde 70’e ulaştı (2013: % 30, 2014: % 44). Yerli yatırımcıların aktif olduğu özelleştirme işlemleri hariç tutulduğunda ise yabancı yatırımcıların özel sektör işlem hacmindeki payı yüzde 79 oldu. Yerli yatırımcıların işlem hacmi ise, büyük ölçekli özelleştirme işlemlerinin sınırlı olması nedeniyle, bir önceki yıla göre yüzde 51 oranında azalırken, yerli yatırımcıların toplam hacim içindeki payı yüzde 30 seviyesine geriledi.
Yatırım ve kalkınma bankaları, özel sermaye fonları ve girişim sermayesi fonları zorlu yatırım ortamına rağmen Türkiye piyasasına olan ilgilerini devam ettirdiler. Yatırım ve kalkınma bankaları önemli sayıda borç nitelikli sermaye işlemi gerçekleştirerek işlem hacmini ve sayısını belli bir seviyeye taşıdılar. Genel olarak finansal yatırımcıların 2015 yılında çok daha seçici ve temkinli bir strateji izledikleri gözlendi. Böyle bir ortamda, finansal yatırımcılar 52 işlem ve 3,1 milyar dolarlık işlem hacmi ile geçmiş yılların üzerine çıkarak, işlem hacminin yüzde 19’unu, işlem sayısının ise yüzde 21’ini oluşturdu.
“Küçük ve orta ölçekli işlemler bu yıl da hareketin kaynağı oldu”
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, 2015 yılında da küçük ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareket, satın alma ortamında belirleyici oldu. İşlem sayısının yüzde 79’unu oluşturan 50 milyon doların altında işlem büyüklüğüne sahip 193 işlem, toplam işlem hacminin ise sadece yüzde 12’sini oluşturdu.
Enerji ve üretim sektörleri, son iki yılda olduğu gibi, en çok işlemin görüldüğü sektörler oldu. Hizmetler, gıda, teknoloji ve finansal hizmetler sektörlerindeki hareketlilik devam etti. Enerji sektörü 4,9 milyar dolarlık işlem ile toplam hacmin yüzde 30’unu oluşturarak, sektörler arasındaki liderliğini korudu.
2016 yılında işlemlerin; üretim, enerji, yiyecek-içecek ve hizmetler sektörlerinin başı çektiği geniş bir sektör dağılımında gerçekleşmesi bekleniyor. Durgun geçen bir yılın ardından, özelleştirme işlemlerinde de hareketlilik görülebileceği ve gerçekleşmeleri halinde, Milli Piyango, Köprü ve Otoyollar, TPPD ve çeşitli elektrik üretim santrallerinin ihalelerinin önemli bir işlem hacmi yaratabileceği belirtiliyor. Yabancı yatırımcıların ve özel sermaye fonlarının Türk şirketlerine olan ilgisinin 2016 yılında da sürmesi bekleniyor.
*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Şubat 2016 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”
–
“This news was published in Turkish.”
Uluslararası danışmanlık şirketleri tarafından hazırlanan 2015 değerlendirme raporlarında ekonomideki genel durağan hale rağmen enerji sektörünün yabancı sermaye yatırım ve payında cazibesine koruduğu tespit edildi. PwC raporuna göre enerji sektöründe 4,8 milyar dolarlık 44 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti.*
PwC ve Deloitte tarafından hazırlanan 2015 değerlendirme raporlarında Türkiye ekonomideki genel durağanlığın tüm sektörlerde üzerinde belli fren etkisi yaratmasına rağmen enerji sektörünün yabancı sermaye yatırım ve payında cazibesine koruduğu tespit edildi.
PwC Türkiye’nin her yıl çıkardığı “Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar Raporu”nun 2015 sonuçları açıklandı. Türkiye enerji piyasalarındaki hareketleri gösteren PwC raporuna göre 2015 yılında petrol, doğalgaz ve elektrik piyasalarında 44 işlem gerçekleşti. Yapılan işlem sayısı bakımından 2014 yılına göre artış sağlansa da, toplam işlem değeri yüzde 14 düştü. 2015 yılında yabancı oyuncuların payı ise hızlı bir yükselişle 2014 yılındaki yüzde 6’dan yüzde 45’e yükseldi.
Bu yıl sekizincisi hazırlanan rapora göre Türkiye enerji pazarındaki toplam birleşme ve satın alma değerlerinde 2012 yılından bu yana süren daralma, 2015 yılında da devam etti. 2014 yılında 40 olan birleşme ve satın alma işlemi sayısı 2015 yılında 44’e yükselse de, toplam değer yüzde 14 oranında azaldı ve 5,6 milyar dolardan 4,8 milyar dolara geriledi. Bu da ortalama işlem değerinde yüzde 21 oranında bir düşüş anlamına geliyor. 2014 yılında işlem başına düşen değer 140 milyon dolarken, bu rakam 2015 yılında 110 milyon dolara geriledi.
Rapora göre 2015 yılı, Türkiye enerji sektörü açısından bazı yeniliklerin de yaşandığı bir yıl oldu. Daha önceki yıllarda olduğu gibi birleşme ve satın almaların büyük kısmı altyapı sektöründe gerçekleşmesine rağmen, bu yıl petrol ve doğalgaz sektöründeki işlemlerde hızlı bir artış, özelleştirme işlemlerinde ise düşüş görüldü. Daha az özelleştirme işleminin gerçekleşmesi, 2015 yılında altyapı birleşme ve satın almaların toplam değerinin 2014 yılına kıyasla yüzde 40 oranında düşmesine ve 3,1 milyar dolara gerilemesine neden oldu. Altyapı segmentinde 35 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşirken, bunların ikisi enerji ticareti, geri kalanı ise enerji üretimi sektöründeydi. İşlemlerin toplam değerinin büyük kısmı ise termik ve hidroelektrik santrallerinde yoğunlaştı.
“Petrol ve doğalgaz segmenti yükselişte”
Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar 2015 Raporu’na göre petrol ve doğalgaz sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerinin oranı, 2014 yılındaki yüzde 2 olarak gözlenmişken, 2015 yılında yüzde 36’ya sıçradı. Bu segmentte yalnızca dokuz birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşmesine rağmen işlemlerin 1,73 milyar dolara ulaşan değeri, 2006 yılındaki çarpıcı özelleştirme rakamlarından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Açıklanan işlemler arasındaki en önemli iki işlem, Goldman Sachs’ın Socar Türkiye’den hisse satın alması ve Total Oil’in Türkiye’den çekilmesiydi. Goldman Sachs, SOCAR Türkiye Enerji şirketindeki hisselerin yüzde 13’ünü 1,3 milyar dolara satın aldı. Total Oil ise Türkiye’deki perakende yakıt kolunu 356 milyon dolara Demirören’e sattı. BP’nin TANAP’ın yüzde 12 hissesini satın alması da yılın önemli işlemlerinden biriydi, ancak bu işlemin değeri açıklanmadı.
“Yabancı oyuncuların ilgisi artıyor; özel sektörün payı yükseliyor”
Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Goldman Sachs gibi yabancı oyuncuların dâhil olduğu birleşme ve satın almaların toplam değeri 2015 yılında yerel oyuncularla yapılan işlemlerle neredeyse aynı seviyeye yükseldi. Yabancı oyuncuların payı 2015’te hızlı bir yükselişle 2014 yılında gerçekleşen yüzde 6’dan yüzde 45’e çıktı.
2015 yılı enerji piyasalarında kamunun taraflarından biri olduğu işlemlerin sayısının ve değerinin düşüş gösterdiği istisnai bir yıl oldu. Özelleştirme işlemlerindeki düşüşle birlikte, piyasada özel sektör anlaşmalarının payı bir önceki yıl yüzde 18’den, 2015 yılında yüzde 63’e sıçradı.
“Gelecek tahminleri: 2016 yılında neler olacak?”
Birleşme ve satın alma değerlerinde 2012 yılından bu yana süren daralma eğiliminin 2016 yılına da sıçramaması için, özelleştirme işlemlerinin olumlu sonuçlanmasının önemli olduğunu vurgulayan PwC Türkiye Şirket Satınalma ve Birleşme Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu 2016 yılı öngörülerini şu şekilde sıraladı:
“Özelleştirme İdaresi, 2020 yılına kadar özelleştirilecek 15 hidroelektrik santralinin (HES) ve üç doğalgaz santralinin listesini açıkladı. Bu projelerin birçoğunun ihale takvimi 2016 yılının ilk çeyreği olarak planlandı. Açıklanan takvimlere uyulursa 2016 yılının özelleştirmelerle dolu bir yıl olacağını ve altyapı hizmetlerinin, birleşme ve satın alma grubunun başını çekmeye devam edeceğini söyleyebiliriz. Uzun zamandır beklenen İGDAŞ özelleştirmesi, 2016 birleşme ve devralma işlemlerinin değerinin artmasında önemli bir rol oynayabilirdi. Ancak yakın zamanda İGDAŞ’ın bir halka arz işlemi ile özelleştirileceği yönünde yapılan açıklamalar, İGDAŞ’ı birleşme ve satın alma işlem masasında görme ihtimalini düşürdü. Bunlara ek olarak, enerji dağıtım ve perakende şirketleri, yüksek tutardaki yabancı para cinsinden özelleştirme borçlarını yeniden finanse etmek için hisselerini satabilirler.”
Deloitte de “ilgi sürüyor” dedi
Deloitte Türkiye, ‘2015 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na göre politik belirsizliğin damga vurduğu 2015 yılında 245 adet işlem gerçekleşirken, toplam işlem hacmi ise yaklaşık 16,4 milyar dolar oldu. Bu tutar özelleştirmeler hariç tutulduğunda son 3 yılın en yüksek işlem hacmine işaret etti. İşlem hacminde bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 9’luk bir düşüş olurken, işlem adedinin son yıllara benzer seviyede gerçekleştiği görüldü.
Pazarı domine eden yabancı yatırımcıların işlem hacmi 2014’e göre yüzde 44 arttı ve toplam işlem hacmine katkıları yüzde 70 seviyesinde gerçekleşti. Özelleştirme işlemleri hem adet hem hacim olarak son on yılın en düşük seviyelerinden birini görürken, küçük ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik ile finansal yatırımcı aktivitesi dikkat çekti.
Rapora göre, yabancı yatırımcıların ilgisi ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik, birleşme ve satın almalar piyasasını zor bir yılda ayakta tuttu. Yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 70 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşirken, işlem hacmi 2014’e göre yüzde 44 arttı ve 11.5 milyar dolara ulaştı. Genellikle Türk gruplar tarafından domine edilen özelleştirme aktivitesi son on yılın en düşük seviyelerinden birinde kaldı ve Türk yatırımcıların işlem hacmi bir önceki yıla göre yüzde 51 oranında azaldı. Satın alma süreçlerinde oldukça temkinli davranmakla birlikte, finansal yatırımcıların, özellikle kalkınma ve yatırım bankaları ile girişim sermayesi fonlarının işlemlerindeki artışla, yıllık işlem hacmine ve adedine önemli katkı yaptığı gözlendi. Büyük ölçekli az sayıda işlem toplam hacme önemli bir katkı yaptı; öte yandan sayı olarak hareketin kaynağı küçük ve orta ölçekli işlemler pazarıydı. İşlem sayısının yüzde 79’una tekabül eden 50 milyon doların altındaki işlemler, işlem hacminin yalnızca yüzde 12’sini oluşturdu.
Toplam 7 işlem ile 1,8 milyar dolarlık hacim gerçekleşirken, bunların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 11 seviyesinde oldu. Bu yıl özelleştirmelerin en büyük 10 işlem içerisindeki payı geçmiş yıllara kıyasla oldukça düşük kaldı. Sınırlı sayıdaki özelleştirme işlemlerinin tamamı enerji sektöründe oldu.
Yerli ve yabancı yatırımcıların işlem adedine katkısı neredeyse eşit olmakla birlikte, işlem hacminde yabancıların ağırlığı hissedildi ve yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı yüzde 70’e ulaştı (2013: % 30, 2014: % 44). Yerli yatırımcıların aktif olduğu özelleştirme işlemleri hariç tutulduğunda ise yabancı yatırımcıların özel sektör işlem hacmindeki payı yüzde 79 oldu. Yerli yatırımcıların işlem hacmi ise, büyük ölçekli özelleştirme işlemlerinin sınırlı olması nedeniyle, bir önceki yıla göre yüzde 51 oranında azalırken, yerli yatırımcıların toplam hacim içindeki payı yüzde 30 seviyesine geriledi.
Yatırım ve kalkınma bankaları, özel sermaye fonları ve girişim sermayesi fonları zorlu yatırım ortamına rağmen Türkiye piyasasına olan ilgilerini devam ettirdiler. Yatırım ve kalkınma bankaları önemli sayıda borç nitelikli sermaye işlemi gerçekleştirerek işlem hacmini ve sayısını belli bir seviyeye taşıdılar. Genel olarak finansal yatırımcıların 2015 yılında çok daha seçici ve temkinli bir strateji izledikleri gözlendi. Böyle bir ortamda, finansal yatırımcılar 52 işlem ve 3,1 milyar dolarlık işlem hacmi ile geçmiş yılların üzerine çıkarak, işlem hacminin yüzde 19’unu, işlem sayısının ise yüzde 21’ini oluşturdu.
“Küçük ve orta ölçekli işlemler bu yıl da hareketin kaynağı oldu”
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, 2015 yılında da küçük ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareket, satın alma ortamında belirleyici oldu. İşlem sayısının yüzde 79’unu oluşturan 50 milyon doların altında işlem büyüklüğüne sahip 193 işlem, toplam işlem hacminin ise sadece yüzde 12’sini oluşturdu.
Enerji ve üretim sektörleri, son iki yılda olduğu gibi, en çok işlemin görüldüğü sektörler oldu. Hizmetler, gıda, teknoloji ve finansal hizmetler sektörlerindeki hareketlilik devam etti. Enerji sektörü 4,9 milyar dolarlık işlem ile toplam hacmin yüzde 30’unu oluşturarak, sektörler arasındaki liderliğini korudu.
2016 yılında işlemlerin; üretim, enerji, yiyecek-içecek ve hizmetler sektörlerinin başı çektiği geniş bir sektör dağılımında gerçekleşmesi bekleniyor. Durgun geçen bir yılın ardından, özelleştirme işlemlerinde de hareketlilik görülebileceği ve gerçekleşmeleri halinde, Milli Piyango, Köprü ve Otoyollar, TPPD ve çeşitli elektrik üretim santrallerinin ihalelerinin önemli bir işlem hacmi yaratabileceği belirtiliyor. Yabancı yatırımcıların ve özel sermaye fonlarının Türk şirketlerine olan ilgisinin 2016 yılında da sürmesi bekleniyor.
*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Şubat 2016 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”