Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü
Elektrik tüketiminin tahmini, geleceğe yönelik enerji politikalarının belirlenmesinde önemli bir role sahip. İletim şebekesinin genişletilmesinden elektrik üretim tesislerinin inşa edilmesine kadar birçok muazzam yatırımın planlanmasında geleceğe yönelik elektrik talebi tahmini kullanılıyor. Sağlıklı planlama yapılabilmesi için de projeksiyonların gerçeğe en yakın olması gerekli. Elbette, hiçbir tahmin değeri gerçekleşen tahmin değeriyle birebir aynı olamaz. Burada esas amaç, gerçekleşen değerden aşırı derecede sapma olmaması. Akademik yazın da elektrik tüketimi projeksiyonlarına kayıtsız kalmamış durumda. Gerek başka ülkeler için gerekse Türkiye için, elektrik tüketimi projeksiyonu yapan çokça akademik makale mevcut. Bu yazımızda, Türkiye için yapılan çalışmalara yer verecek ve kısa bir değerlendirme sunacağız.*
“Elektrik tüketimi projeksiyonu için kullanılan yöntemler ve veriler”
Öncelikle, elektrik talebi projeksiyonu yapılırken kullanılan yöntemlere bir göz atalım. Bu yöntemler aşağıdaki gibi sıralanabilir:(1)
• Zaman serisi modelleri
• Regresyon modelleri
• Ayrıştırma modelleri
• Girdi-Çıktı modelleri
• Yapay sistemler – Uzman sistemler ve yapay sinir ağı modelleri
• Gri tahmin modelleri
• Genetik algoritma / Bulanık mantık modelleri
• Parçacık sürü optimizasyon modelleri
• Aşağıdan yukarıya modeller (MARKAL/TIMES/LEAP)
Bunlardan ilk dördü iktisadi ve ekonometrik yöntemler olarak değerlendirilirken, diğerleri daha ziyade mühendislerin kullandığı yöntemlerdir. Bu yöntemlerin her biri tek başına kullanıldığı gibi, birlikte de kullanılabilir. Bu yöntemlerde elektrik tüketimini tahmin etmek için kullanılan verilere bakıldığında ise geçmiş yılların elektrik tüketimi, nüfus ve gayri safi yurtiçi hasıla değişkenlerinin öne çıktığını görüyoruz. Bunların dışında, kullanılan diğer değişkenlerin arasında ithalat, ihracat, elektrik fiyatları, ortalama yaz ve ortalama kış sıcaklıkları gibi değişkenler yer alıyor.
“Türkiye için yapılan elektrik tüketimi projeksiyonları”
Aşağıdaki tabloda, Türkiye üzerine yapılan ulusal elektrik tüketimi projeksiyonlarının bir özeti sunuluyor. Bazı çalışmalarda net elektrik tüketimi tahmin edilirken, bazı çalışmalarda brüt elektrik tüketimi tahmin edilmiş. Bununla birlikte, bazı makalelerde farklı senaryolar altında projeksiyonlar yapılırken, bazı çalışmalarda ise tek bir senaryo üzerinden projeksiyonlar gerçekleştirilmiş. Bazı makalelerde, bulunan sonuçlar sadece grafik üzerinde gösterildiği için tabloda yaklaşık sonuçlar ifade edilmiş. Bütün bu nedenlerden ötürü, her bir makalenin vardığı sonuca ihtiyatla yaklaşılması gerekiyor.
Sonuç olarak, her bir yöntemin kendine özgü bir avantajı ve dezavantajı var. Kullanılan değişkenlerin doğru seçilmesi ve projeksiyon yapılan dönemin kısa vadeli bir zaman dilimini içermesi gibi faktörler her bir yöntemin başarısını etkiliyor. Türkiye için yapılan projeksiyonlardan bazılarının, 2012-2016 yılları arasındaki dönem için gerçekleşen tüketim değerlerini barındırdığını söylemek mümkün olsa da, bazı çalışmaların tahminleri gerçekleşen değerlerden büyük oranda sapma gösterdi.
(1) Suganthi, L. ve Samuel, A.A. (2012). Energy models for demand forecasting-A review. Renewable and Sustainable Energy Reviews, 16: 1223– 1240.
–
*The article is in Turkish.
Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü
Elektrik tüketiminin tahmini, geleceğe yönelik enerji politikalarının belirlenmesinde önemli bir role sahip. İletim şebekesinin genişletilmesinden elektrik üretim tesislerinin inşa edilmesine kadar birçok muazzam yatırımın planlanmasında geleceğe yönelik elektrik talebi tahmini kullanılıyor. Sağlıklı planlama yapılabilmesi için de projeksiyonların gerçeğe en yakın olması gerekli. Elbette, hiçbir tahmin değeri gerçekleşen tahmin değeriyle birebir aynı olamaz. Burada esas amaç, gerçekleşen değerden aşırı derecede sapma olmaması. Akademik yazın da elektrik tüketimi projeksiyonlarına kayıtsız kalmamış durumda. Gerek başka ülkeler için gerekse Türkiye için, elektrik tüketimi projeksiyonu yapan çokça akademik makale mevcut. Bu yazımızda, Türkiye için yapılan çalışmalara yer verecek ve kısa bir değerlendirme sunacağız.*
“Elektrik tüketimi projeksiyonu için kullanılan yöntemler ve veriler”
Öncelikle, elektrik talebi projeksiyonu yapılırken kullanılan yöntemlere bir göz atalım. Bu yöntemler aşağıdaki gibi sıralanabilir:(1)
• Zaman serisi modelleri
• Regresyon modelleri
• Ayrıştırma modelleri
• Girdi-Çıktı modelleri
• Yapay sistemler – Uzman sistemler ve yapay sinir ağı modelleri
• Gri tahmin modelleri
• Genetik algoritma / Bulanık mantık modelleri
• Parçacık sürü optimizasyon modelleri
• Aşağıdan yukarıya modeller (MARKAL/TIMES/LEAP)
Bunlardan ilk dördü iktisadi ve ekonometrik yöntemler olarak değerlendirilirken, diğerleri daha ziyade mühendislerin kullandığı yöntemlerdir. Bu yöntemlerin her biri tek başına kullanıldığı gibi, birlikte de kullanılabilir. Bu yöntemlerde elektrik tüketimini tahmin etmek için kullanılan verilere bakıldığında ise geçmiş yılların elektrik tüketimi, nüfus ve gayri safi yurtiçi hasıla değişkenlerinin öne çıktığını görüyoruz. Bunların dışında, kullanılan diğer değişkenlerin arasında ithalat, ihracat, elektrik fiyatları, ortalama yaz ve ortalama kış sıcaklıkları gibi değişkenler yer alıyor.
“Türkiye için yapılan elektrik tüketimi projeksiyonları”
Aşağıdaki tabloda, Türkiye üzerine yapılan ulusal elektrik tüketimi projeksiyonlarının bir özeti sunuluyor. Bazı çalışmalarda net elektrik tüketimi tahmin edilirken, bazı çalışmalarda brüt elektrik tüketimi tahmin edilmiş. Bununla birlikte, bazı makalelerde farklı senaryolar altında projeksiyonlar yapılırken, bazı çalışmalarda ise tek bir senaryo üzerinden projeksiyonlar gerçekleştirilmiş. Bazı makalelerde, bulunan sonuçlar sadece grafik üzerinde gösterildiği için tabloda yaklaşık sonuçlar ifade edilmiş. Bütün bu nedenlerden ötürü, her bir makalenin vardığı sonuca ihtiyatla yaklaşılması gerekiyor.
Sonuç olarak, her bir yöntemin kendine özgü bir avantajı ve dezavantajı var. Kullanılan değişkenlerin doğru seçilmesi ve projeksiyon yapılan dönemin kısa vadeli bir zaman dilimini içermesi gibi faktörler her bir yöntemin başarısını etkiliyor. Türkiye için yapılan projeksiyonlardan bazılarının, 2012-2016 yılları arasındaki dönem için gerçekleşen tüketim değerlerini barındırdığını söylemek mümkün olsa da, bazı çalışmaların tahminleri gerçekleşen değerlerden büyük oranda sapma gösterdi.
(1) Suganthi, L. ve Samuel, A.A. (2012). Energy models for demand forecasting-A review. Renewable and Sustainable Energy Reviews, 16: 1223– 1240.