“Türkiye olarak yönetim sistemimizi upgrade etmenin zamanı geldi”

0
462

Geleceğimiz için önemli bir yol ayrımındayız…

Haziran ayında beşinci yaşını bitirecek olan Enerji Panorama, etik kurallara bağlı bir yayıncılık ilkesini benimsemiştir. Her zaman şeffaflık, objektiflik yaklaşımıyla dergimizi yayınladık, sektörün geleceğine, büyümesine katkı sunmayı hedefledik. Kamuoyundan aldığımız tepkiler de bu yaklaşımımızın okurlarımız tarafından da net bir şekilde anlaşıldığını gösteriyor. Siyasetin bir unsuru olmaktan çok, uygulanan politikaların sektöre yansımalarını inceledik. Ülkemizin gelişmesi, refah seviyesini artırması noktasında enerji sektörünün üstlendiği payın daha daha artması okurlarımız gibi bizim de hedeflerimiz arasında oldu, olmaya devam edecek.

16 Nisan’da Türkiye, geleceği açısından çok önemli bir kararı vermek için sandık başına gidecek. Anayasa değişikliğiyle birlikte yeni bir yönetim yaklaşımının oylanacağı bu referandum, bugüne kadar oy verdiğimiz hiçbir seçimle benzeşmiyor. Çünkü, Türkiye bu referandumda, Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana değişmeyen bir yönetim yaklaşımıyla oluşmuş olan sistematik ve yapısal sorunların devam mı edeceğine, yoksa daha etkin ve verimli yeni bir sistemi mi istediğine karar verecek. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oy kullanacak ve bu kararı verecek. 15 Temmuz’da büyük bir feraset örneği göstermiş olan ülkemiz insanının bu referandumda da benzer feraset ve gelecek öngörüsü ile hareket edeceğine inanıyoruz.

2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizle birlikte, dünya hem siyasi hem de ekonomik olarak büyük bir dönüşüm içinde. “Sarsılmaz” denen dev ekonomiler hala toparlanmaya çalışıyor, art arda seçimler yaşıyor. Ekonominin bel kemiği, Batı’dan gelişmekte olan ülkelere Doğu’ya kayıyor. Bu da beraberinde çok sayıda sorun getiriyor, Batı gücünü kaybetmemek için uğraşırken Doğu, bu şansı iyi kullanma çabasında. Dergimizin bu sayısında da okuyabileceğiniz bir araştırma var. PwC, “Dünya 2050” adlı bir araştırma yayınladı. Bu araştırmaya göre, Türkiye reformlarına devam eder hatta hızlandırır, ekonomik büyümesini sağlıklı bir şekilde sürdürürse birçok Batı ülkesini geride bırakıp dünyanın en büyük ekonomileri arasına girebilir. Bunu sağlamak için de hızlı karar alan, hızla uygulayan, siyasi çekişmelerin bir yana bırakıldığı, koalisyonların olmadığı, etkin ve verimli yönetimin olduğu tek bir hedefe kilitlenmiş bir yapı gerekiyor. Hükümet ortalama ömrünün 1,5 yıl olduğu, kısır çekişmelerle ve yetki kavgaları ile zaman kaybeden, “Bugün git yarın gel”,  anlayışının terk edildiği, yargı, eğitim, ekonomi gibi konularda reform paketlerinin hazırlanıp hızla hayata geçirildiği bir sistem gerekiyor.

İşte Türkiye, 16 Nisan’da Başkanlık Sistemi ile güçlü bir ülke olmayı isteyip istemediğine karar verecek. Hepimizin bu sorumlulukla sandığa gideceğine eminiz. Kazanan ülkemiz, geleceğimiz olsun…

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Nisan 2017 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz