Mehmet ÖNER-Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı
Yeminli Mali Müşavir, moner@monerymm.com
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde 1 Ocak 2018 itibariyle Katma Değer Vergisi uygulanmaya başladı. İki ülkede de belirlenen KDV oranı % 5. Diğer Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleri olan Kuveyt, Umman, Bahreyn ve Katar’ın da aldıkları karar gereğince KDV uygulamasına 2018 yılı ortasında veya 2019 yılı başında geçmeleri bekleniyor.*
Suudi Arabistan Gelir ve Zekat Kurumu yaptığı yazılı açıklama ile 1 Ocak 2018 itibariyle sağlık, eğitim, bankacılık işlemleri, emlak, ulaşım, akaryakıt, elektrik, su, iletişim ve sigorta işlemleri gibi pek çok alanda KDV uygulamasının başladığını bildirdi.
Katma Değer Vergisi vergicilik tarihinin en gelişmiş harcama vergilerinden birisidir. Vergi mükelleflerinin ödeme gücünü dikkate almadığı gerekçesiyle, gelir üzerinden alınan vergilere göre daha az adil olduğu, vergi adaletini dikkate almadığı yönünde konunun uzmanları ve muhalefet partilerince çokça eleştirilir. Buna mukabil iktidardaki her parti de her fırsatta Katma Değer Vergisi ve benzer nitelikteki Özel Tüketim Vergisi gibi vergileri devlet gelirlerini artırmanın en kolay ve kestirme yolu olarak kullanır.
Herhangi bir ülkenin modern vergiciliğin araçlarından olan Katma Değer Vergisini uygulamaya koyması ortalama haber değeri olan bir vakadır. Ancak uygulama Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman, Bahreyn ve Katar gibi zenginliklerini petrol ve doğalgaza borçlu ülkelerde başlayınca ayrıca değerlendirilmeyi ve üzerinde konuşmayı gerektiriyor.
Petrol fiyatlarındaki herkesin bildiği düşük seyir bu ülkelerin alışık oldukları zenginlik, refah seviyelerini oldukça düşürdü. Devlet harcamalarının devam ettirilebilmesi için çok alışık olmadıkları KDV gibi vergilerin yürürlüğe konulması kaçınılmaz acı reçete uygulamasının başlangıcı gibi duruyor. Bunun yanında Suudi Arabistan‘da benzine yapılan yüzde 127 oranda zam durumun çok parlak olmadığını ayrıca gösteriyor.
Petrol gelirlerindeki azalışa bağlı bu tablo aslında tahmin edilebilen bir sonucu getirdi. Fakat yeni vergilerin konulmasından, bu ülkelerde benzine zam yapılmasından daha önemli olan husus enerjideki eksen kaymasıdır. Bu eksen kayması da bir kısım sonuçlarını bugünlerde gördüğümüz problemin Ortadoğu Ülkelerinin tamamında önümüzdeki yıllarda derinden hissedilmesine yol açacak gibi.
1978 yılında Çin komünist partisinin 11. Merkez Parti Kongresinde serbest piyasa ekonomisine geçişe ilişkin kararının etkilerini o yıllarda kimse tahmin edememişti. Çin bu tarihten sonra adım adım dünyanın üretim üssü oldu. İmalat sanayinin ve buna bağlı olarak enerji kullanımı, hammadde kullanımının dünya üzerindeki ekseni Çin’e doğru kaydı. Yeni ekonomik yapıda güçlerini imalat sanayindeki üstünlük ve buna bağlı olarak teknoloji geliştirme konusundaki becerilerinden alan bir çok ülke, başta AB ülkeleri ve ABD, Çin’e karşı seviye kaybetti. Ekonomik bu kayıp kendi ülkelerinde işsizliğe, vergi gelirlerinin düşmesine ve hepsinden önemlisi geleceklerinin belirsizleşmesine, gelecek kaygısının artmasına yol açtı.
Benzer şekilde körfez ülkelerinin petrol gelirlerindeki düşüş, elektrikli otomobillerdeki gelişmeye bağlı olarak petrole olan talebin düşme beklentisi körfez ülkelerinin geleceklerinin bugünden daha iyi olmayacağının habercisi. Ve görünen o ki özellikle elektrikli otomobil açısından enerjide eksen kayması pil teknolojilerinde üstünlük sağlayan Japonya gibi, pil hammadde kaynaklarını şimdiden kontrol etmeye başlayan Çin gibi ülkelere doğru olacak. Üretimdeki eksen kaymasından sonra enerjideki eksen kayması da dünya dengelerini, refahın dağılımını, dış ticaretin yönünü ve kazanan ülkeleri değiştirecek gibi görünüyor.
Katma Değer Vergisinin nispeten karmaşık yapısı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile önümüzdeki dönemde yapılacak dış ticarette aksaklıklara yol açabilir.
Türkiye’den bu ülkelere yapılan ihracatta, KDV’nin bu ülkelerin gümrüğünde ödenmesi sebebiyle fiyat artışından kaynaklı düşüş yaşanabilir.
Diğer taraftan bu ülkelerden petrol ve doğalgaz ithalatında, KDV’nin ithal eden ülkede ödenmesi sebebiyle herhangi bir etkinin yaşanmayacağını söyleyebiliriz. Özellikle kendi ülkemizde yeni uygulanan vergilerin ve KDV oran artışlarının günlük hayatımızı fiyat artışı olarak etkilemesi sebebiyle “Bu ülkelerin uygulayacağı KDV Türkiye’nin enerji faturasını artırır mı?” sorusu akla gelebilir. KDV’nin varış ülkesinde ödenmesi ilkesi gereğince Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde uygulanmaya başlanan, önümüzdeki dönemde diğer Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkelerince uygulanacak KDV Türkiye’nin enerji faturasına etki etmeyecektir. İthal ettiğimiz tüm ürünler gibi petrol ve doğal gaz için de Türk KDV mevzuatına göre zaten KDV ödeniyor.
Son söz olarak modern olan herşey gibi KDV uygulamasının da karmaşık olduğunu; taşlar yerine oturana kadar enteresan problemlerle karşılaşmanın mümkün olduğunu belirtmek gerekir.