Dünya hiçbirimizin tanık olmadığı ilginç ve unutulmayacak bir dönemden geçiyor. Hepimiz salgının geçip gideceğini düşünüyoruz ancak kapımızda çok daha büyük riskler var. Son bir yılda yani Covid-19 salgınıyla birlikte dünyanın farklı yerlerinden yüzlerce kurum, akademi ve araştırma şirketleri tarafından hazırlanan raporlar, hayatımızın geri kalan kısmının kolay olmayacağını gösteriyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan 16. Küresel Riskler Raporu’nun 2021 sayısı, küresel bir salgının gölgesinde ekonomik gerileme, siyasi kargaşa ve giderek kötüleşen iklim krizinin harap ettiği bir yıla dönüp bakıyor. WEF tarafından Marsh & McLennan’ın desteğiyle yayınlanan 2021 Küresel Riskler Raporu’nda ankete katılan işletmeler tarafından belirlenen riskler arasında çevresel endişeler başı çekiyor. Beş çevresel riskin dördü rapor tarihinde ilk kez ilk 20 küresel sıralamada yer alıyor. Bu eğilim, özellikle Avustralya (orman yangını) ve Endonezya (sel) olmak üzere, son zamanlarda önemli afet hasarlarıyla karşılaşan bölgelerde yoğunlaşıyor. Aşırı hava olayları ve insan kaynaklı çevre felaketleri, Doğu Asya ve Pasifik bölgesindeki yöneticilerin başlıca endişeleri arasında yer alıyor.
Rapor, ülkelerin ve işletmelerin bu riskler karşısında nasıl hareket edebileceklerini araştırırken şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu yıl riskler açısından büyük değişikliklerden biri, koronavirüs (Covid-19 ) salgını tarafından ortaya çıktı. Bulaşıcı hastalıkların oluşturduğu risk 2020’de 10’uncu sırada yer alırken artık bir numarada!
Haberin devamına buradan ulaşabilirsiniz.