Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü
Fatih Cemil Ozbugday @Twitter
Dünyanın birçok ülkesinde elektrik piyasalarının serbestleşmesinin neticesinde hem dağıtık üretimin yaygınlaşması hem de elektrik perakende satış piyasalarında rekabetin ortaya çıkması, elektrik piyasalarının endüstriyel organizasyonunu radikal bir şekilde değiştirdi. Bu radikal değişikliğin tetikleyicisi olarak hem dağıtık üretim üzerine hem de perakende satış piyasasında rekabet hakkında çokça araştırma yapılmasına rağmen bu ikisinin etkileşimi üzerinde yeterince durulmadı. Ancak hem elektriğin perakende satışında rekabetin olduğu hem de dağıtık üretimin yaygınlaştığı piyasalarda, nihai tüketicilerin kendi elektriğini üretmesi artık elektrik tedarik rekabetinin bir parçası olarak görülmekte. Dağıtık üretim ve perakende satış rekabetinin son zamanlarda ilişkilendirilmeye başlanmasıyla, uzmanlar, üst düzey yöneticiler ve akademisyenler elektrik tedarik firmaları için “ölüm sarmalı” kavramını kullanmaya başladı.*
Elektrik Tedarik Firmaları Ölüm Sarmalına mı Giriyor?
“Ölüm sarmalı” iddiasına göre, gittikçe artan sayıda tüketici kendi elektriğini ürettikçe, sabit maliyetleri karşılamak için tedarikçiler fiyatları yükseltmek zorunda kalacak. Artan fiyatlar karşısında güneşten üretilen elektrik, daha fazla sayıda tüketici için daha cazip olacak ve tedarikçilerin gelirlerinde daha büyük düşüşler yaşanacak. Bu döngünün sonunda ise, pazar gücüne sahip tedarikçiler ortadan kalkacak. Söz konusu rekabetçi baskı, solar fotovoltaik teknolojisinin maliyetindeki düşüşle birlikte gerek kamu teşvikleri gerekse üçüncü-taraf finansmanı yoluyla meskenlerin çatılarında güneş panellerinin kurulumunun daha yaygın olduğu ülkelerde/eyaletlerde daha fazla hissedilecek.
Elektrik piyasasının bir karakteristiği olan gerçek zamanlı dengelemenin ve güneşten elektrik üretiminin darbeli yapısının görmezden gelindiği bu tahmin gerçekleşmese bile, tüketicilerin kendi elektriklerinin bir kısmını ürettiği dağıtık üretimin perakende satış rekabetini etkileyeceği söylenebilir.
Tüketicilerin kendi elektriklerini üretmesinin yanı sıra, geleneksel tedarikçilerin iş modelinden farklı olarak, dağıtık üretim odaklı yeni perakende iş modelleri geliştiren tedarikçiler de geleneksel elektrik tedarik firmaları üzerindeki rekabetçi baskıyı artırmakta. Örneğin Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde bu firmalar;
- fotovoltaik çatı panelleri ya da küçük ölçekli rüzgâr türbinleri kurarak öz-tüketime destek sağlamak,
- tüketicilerle solar paneller kurmaları için kiralama ya da satın alım anlaşmaları yapmak,
- solar panellerden elde edilen elektriğin depolanması için pil depolama sistemleri kurmak,
- solar panellerin temizlenmesi gibi satış sonrası hizmetler sunmak
gibi hizmetleri de sunmakta. Bütün bu hizmetler, geleneksel tedarikçilerin gelirleri ve iş modelinin sürekliliği için güçlü bir tehdit oluşturmakta.
Geri Sıçrama Etkisi
Peki, dağıtık üretimin, geleneksek tedarikçileri ölüm sarmalına sürükleyerek olumsuz bir etkisinin olmasının yanı sıra elektrik perakende satış piyasalarında başka etkileri olmuyor mu? Bazı akademisyenlerin iddiasına göre, fotovoltaik güneş panelleri gibi dağıtık üretimin unsurları tüketicilere daha ucuz elektrik tüketme olanağı vermek suretiyle daha fazla elektrik tüketimini teşvik etmekte. Akademik yazında bu durum, geri sıçrama etkisi (rebound effect) olarak biliniyor. Geri sıçrama etkisi, doğrudan ve dolaylı olmak üzere gerçekleşebiliyor. Doğrudan geri sıçrama etkisi (direct rebound effect), bedava solar enerji sayesinde elektriğin daha fazla tüketilmesi şeklinde gerçekleşmekte. Dolaylı geri sıçrama etkisi (indirect rebound effect) ise, dağıtık üretim sayesinde ucuz elektrik kullanan tüketicilerin elde ettikleri parasal tasarrufları, enerji tüketen başka aletleri, ekipmanları ya da hizmetleri almak için kullanmasıyla ortaya çıkmakta.
Akademik yazında dağıtık üretimin elektrik tüketimi üzerinde sadece doğrudan geri sıçrama etkisi hakkında çalışmalar bulunmakta. Bu çalışmalar[1], [2] özetle, solar paneller gibi dağıtık üretim araçlarının tüketiciler tarafından tasarruf davranışını tetiklemediğini, bu araçlar için sunulan kamusal desteklerin daha yüksek miktarda elektrik tüketimini teşvik ettiğini ve şebekeden elektrik talebini etkili bir şekilde azaltmadığını söylemekte.
Sonuç
Peki, dağıtık elektrik üretiminden kaynaklanan geri sıçrama etkisinin büyüklüğünü bilmek neden önemli? Birincisi, oldukça büyük bir geri sıçrama etkisi, yenilenebilir enerjiden küçük ölçekli elektrik üretiminin getireceği faydaları ortadan kaldırarak ilgili politikaların amaçlarına ulaşmasını engelleyebilir. Ayrıca, gelecekteki elektrik talebini karşılamada yenilenebilir enerjinin payını hesaplarken ve satın alma garantilerinin düzeyini belirlerken de geri sıçrama etkisinin dikkate alınması gerekli. Özetle, dağıtık elektrik üretiminden kaynaklanan geri sıçrama etkisinin büyüklüğü, politika yapıcılarının enerji politikalarını belirlerken bilmek ya da tahmin etmek zorunda oldukları önemli parametrelerden birisi. Elektrik tedarik firmaları da satış politikalarını belirlerken hem bu parametreyi dikkate almalı hem de ölüm sarmalı tehlikesini göz önünde bulundurmalı.
[1] Deng, G. and Newton, P., 2017. Assessing the impact of solar PV on domestic electricity consumption: Exploring the prospect of rebound effects. Energy Policy, 110, pp.313-324.
[2] Havas, L., Ballweg, J., Penna, C. and Race, D., 2015. Power to change: Analysis of household participation in a renewable energy and energy efficiency programme in Central Australia. Energy Policy, 87, pp.325-333.
*Turkish article.
Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü
Fatih Cemil Ozbugday @Twitter
Dünyanın birçok ülkesinde elektrik piyasalarının serbestleşmesinin neticesinde hem dağıtık üretimin yaygınlaşması hem de elektrik perakende satış piyasalarında rekabetin ortaya çıkması, elektrik piyasalarının endüstriyel organizasyonunu radikal bir şekilde değiştirdi. Bu radikal değişikliğin tetikleyicisi olarak hem dağıtık üretim üzerine hem de perakende satış piyasasında rekabet hakkında çokça araştırma yapılmasına rağmen bu ikisinin etkileşimi üzerinde yeterince durulmadı. Ancak hem elektriğin perakende satışında rekabetin olduğu hem de dağıtık üretimin yaygınlaştığı piyasalarda, nihai tüketicilerin kendi elektriğini üretmesi artık elektrik tedarik rekabetinin bir parçası olarak görülmekte. Dağıtık üretim ve perakende satış rekabetinin son zamanlarda ilişkilendirilmeye başlanmasıyla, uzmanlar, üst düzey yöneticiler ve akademisyenler elektrik tedarik firmaları için “ölüm sarmalı” kavramını kullanmaya başladı.*
Elektrik Tedarik Firmaları Ölüm Sarmalına mı Giriyor?
“Ölüm sarmalı” iddiasına göre, gittikçe artan sayıda tüketici kendi elektriğini ürettikçe, sabit maliyetleri karşılamak için tedarikçiler fiyatları yükseltmek zorunda kalacak. Artan fiyatlar karşısında güneşten üretilen elektrik, daha fazla sayıda tüketici için daha cazip olacak ve tedarikçilerin gelirlerinde daha büyük düşüşler yaşanacak. Bu döngünün sonunda ise, pazar gücüne sahip tedarikçiler ortadan kalkacak. Söz konusu rekabetçi baskı, solar fotovoltaik teknolojisinin maliyetindeki düşüşle birlikte gerek kamu teşvikleri gerekse üçüncü-taraf finansmanı yoluyla meskenlerin çatılarında güneş panellerinin kurulumunun daha yaygın olduğu ülkelerde/eyaletlerde daha fazla hissedilecek.
Elektrik piyasasının bir karakteristiği olan gerçek zamanlı dengelemenin ve güneşten elektrik üretiminin darbeli yapısının görmezden gelindiği bu tahmin gerçekleşmese bile, tüketicilerin kendi elektriklerinin bir kısmını ürettiği dağıtık üretimin perakende satış rekabetini etkileyeceği söylenebilir.
Tüketicilerin kendi elektriklerini üretmesinin yanı sıra, geleneksel tedarikçilerin iş modelinden farklı olarak, dağıtık üretim odaklı yeni perakende iş modelleri geliştiren tedarikçiler de geleneksel elektrik tedarik firmaları üzerindeki rekabetçi baskıyı artırmakta. Örneğin Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde bu firmalar;
- fotovoltaik çatı panelleri ya da küçük ölçekli rüzgâr türbinleri kurarak öz-tüketime destek sağlamak,
- tüketicilerle solar paneller kurmaları için kiralama ya da satın alım anlaşmaları yapmak,
- solar panellerden elde edilen elektriğin depolanması için pil depolama sistemleri kurmak,
- solar panellerin temizlenmesi gibi satış sonrası hizmetler sunmak
gibi hizmetleri de sunmakta. Bütün bu hizmetler, geleneksel tedarikçilerin gelirleri ve iş modelinin sürekliliği için güçlü bir tehdit oluşturmakta.
Geri Sıçrama Etkisi
Peki, dağıtık üretimin, geleneksek tedarikçileri ölüm sarmalına sürükleyerek olumsuz bir etkisinin olmasının yanı sıra elektrik perakende satış piyasalarında başka etkileri olmuyor mu? Bazı akademisyenlerin iddiasına göre, fotovoltaik güneş panelleri gibi dağıtık üretimin unsurları tüketicilere daha ucuz elektrik tüketme olanağı vermek suretiyle daha fazla elektrik tüketimini teşvik etmekte. Akademik yazında bu durum, geri sıçrama etkisi (rebound effect) olarak biliniyor. Geri sıçrama etkisi, doğrudan ve dolaylı olmak üzere gerçekleşebiliyor. Doğrudan geri sıçrama etkisi (direct rebound effect), bedava solar enerji sayesinde elektriğin daha fazla tüketilmesi şeklinde gerçekleşmekte. Dolaylı geri sıçrama etkisi (indirect rebound effect) ise, dağıtık üretim sayesinde ucuz elektrik kullanan tüketicilerin elde ettikleri parasal tasarrufları, enerji tüketen başka aletleri, ekipmanları ya da hizmetleri almak için kullanmasıyla ortaya çıkmakta.
Akademik yazında dağıtık üretimin elektrik tüketimi üzerinde sadece doğrudan geri sıçrama etkisi hakkında çalışmalar bulunmakta. Bu çalışmalar[1], [2] özetle, solar paneller gibi dağıtık üretim araçlarının tüketiciler tarafından tasarruf davranışını tetiklemediğini, bu araçlar için sunulan kamusal desteklerin daha yüksek miktarda elektrik tüketimini teşvik ettiğini ve şebekeden elektrik talebini etkili bir şekilde azaltmadığını söylemekte.
Sonuç
Peki, dağıtık elektrik üretiminden kaynaklanan geri sıçrama etkisinin büyüklüğünü bilmek neden önemli? Birincisi, oldukça büyük bir geri sıçrama etkisi, yenilenebilir enerjiden küçük ölçekli elektrik üretiminin getireceği faydaları ortadan kaldırarak ilgili politikaların amaçlarına ulaşmasını engelleyebilir. Ayrıca, gelecekteki elektrik talebini karşılamada yenilenebilir enerjinin payını hesaplarken ve satın alma garantilerinin düzeyini belirlerken de geri sıçrama etkisinin dikkate alınması gerekli. Özetle, dağıtık elektrik üretiminden kaynaklanan geri sıçrama etkisinin büyüklüğü, politika yapıcılarının enerji politikalarını belirlerken bilmek ya da tahmin etmek zorunda oldukları önemli parametrelerden birisi. Elektrik tedarik firmaları da satış politikalarını belirlerken hem bu parametreyi dikkate almalı hem de ölüm sarmalı tehlikesini göz önünde bulundurmalı.
[1] Deng, G. and Newton, P., 2017. Assessing the impact of solar PV on domestic electricity consumption: Exploring the prospect of rebound effects. Energy Policy, 110, pp.313-324.
[2] Havas, L., Ballweg, J., Penna, C. and Race, D., 2015. Power to change: Analysis of household participation in a renewable energy and energy efficiency programme in Central Australia. Energy Policy, 87, pp.325-333.