5.3 C
Ankara
Saturday, December 28, 2024
spot_img

ELEKTRİK ÜRETİM SEKTÖRÜ

Mücahit SAV

         EÜAŞ/ETKB Müşavir

Günümüzde Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen ve enerji piyasalarını da etkileyen çok önemli sorunlar bulunmaktadır: Yıllardır süregelen Suriye’deki iç savaş, Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracı için hayata geçirmeyi planladığı projeler ve son yıllarda dünyada ortaya çıkan enerji krizi ile Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde Rusya’nın birçok ülkeye petrol ambargosu uygulaması, nükleer konular ile ilgili anlaşmazlık çerçevesinde ABD tarafından İran’a uygulanan ambargolar, Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz aramaları ekseninde şekillenen yeni ittifaklar bunların başlıcalarıdır.

2011 yılında Japonya’da meydana gelen Fukushima nükleer kazasından sonra enerji tarihine damgasını vuran en önemli olay ise korona salgını olmuştur. 2019 yılı sonlarında Çin’de ortaya çıkan salgın, 2020 yılı itibariyle tüm dünyaya yayılmıştır. Bütün piyasalar ve ekonomiler bu salgından olumsuz etkilenmiştir. Özellikle korona salgınının ekonomik faaliyetleri duraklatıcı ve hatta bazı iş kolları açısından felç edici niteliği, dünyanın pek çok coğrafyasını olduğu gibi Türkiye’yi de derinden etkilemiştir. Söz konusu salgın enerji sektörünün de durağanlaşmasına sebep olmuştur. Elektrik üretim ve tüketimleri bu etkilenmelerden nasibini almıştır. Salgının yanı sıra ayrıca Türkiye için son yıllarda yaşanan deprem, sel, heyelan, çığ gibi ani karşılaşılan felaketler de insanların hayatını ve ülke ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Bu tür durumlarda enerji kısıtlarının yaşanma ihtimali ise en sarsıcı felaketlerin başında gelmektedir.

Korona salgını esnasında, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından 2020 yılında yayınlanan Enerji Görünümü Raporuna göre; küresel enerji sektörünün pandemi öncesi seviyeye gelmesinin 2025 yılını bulacağı iddia edilerek, 2020 yılı için enerji talebinin yüzde 5, petrol talebinin yüzde 8, kömür talebinin yüzde 7, doğal gaz talebinin ise yüzde 4 düşmesi beklendiği belirtilmiştir. Ajans’ın 2022 yılında yayınladığı son raporda ise; dünya elektrik talebinde, korona salgını sürecinde 2020 yılında yaşanan düşüş sonrası, 2021 yılında önceki iddiaların aksine % 6 arttığı belirtilmiştir. Bu artış 2011 yılından bu yana yaşanan en yüksek artış olarak kayıtlara geçmiştir.

Dünyada Elektrik Üretim Sektörü ve Türkiye’nin Durumu

Bugüne kadar ülkelerin gelişmişlik düzeylerini ölçen birçok kriter kullanılmıştır. Dünyada en hızlı gelişme gösteren enerji formu, elektriktir. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde toplumların gelişmeleri ve hayat standartları; elektrik sistemlerinin gelişmesiyle, elektrik üretimleriyle, kişi başına elektrik tüketimleriyle ve enerji yoğunlukları gibi parametrelerle ölçülmektedir.

OECD ülkeleri içerisindeki tüm ülkeler dünya elektrik üretim ve tüketimlerinde en ön sıralarda yer almaktadır. Dünyada en fazla elektrik üretimi ve kurulu güç miktarlarının ülkelere göre sıralaması Tablo 1’de gösterilmiştir. OECD ülkeleri arasında ilk 20 ülke içerisinde olan Türkiye’nin de ekonomik gelişmişlik seviyesini yakalayarak sektörde yerini alması çok önemlidir.

Türkiye elektrik kurulu gücü itibarıyla Avrupa’da altıncı, dünyada da 14’üncü sırada bulunmaktadır. Elektrik üretiminde Avrupa’da üçüncü, dünyada ise 14’üncü ülke konumundadır.

                     Tablo 1. Ülkelere Göre Elektrik Üretimi, 2021 Yılı (Kaynak: UEA, World Bank)

 ÜlkeÜretim Miktarı (TWh)Nüfus (milyon kişi)Kurulu Güç (MW)
1Çin8.5371.4252.355.550
2ABD4.3813401.176.729
3Hindistan1.6691.428469.464
4Rusya1.157144,5282.611
5Japonya1.030123334.618
6Brezilya680216204.999
7Kanada63338153.617
8Güney Kore59551142.962
9Almanya58483250.385
10Fransa55564142.216
11Suudi Arabistan4033776.815
12İran3638980.619
13Meksika35012894.422
14Türkiye33385100.630
15Birleşik Krallık31067108.743
16İtalya28758120.884

Türkiye Elektrik Üretim Sektörü

Enerji Bakanlığınca son açıklanan 2019-2023 yılları arası Stratejik Plan ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre; elektrik üretiminde kaynak kullanımına ilişkin hedefler ortaya konulmuştur. Buna göre, Cumhuriyetin 100. yıldönümü olan 2023 yılına kadar;

  • HES’lerin kurulu gücünün 32.037 MW’a, (2022 yıl sonu itibariyle 31.571 MW’tır.)
  • RES’lerin kurulu gücünün 11.883 MW’a, (2022 yıl sonu itibariyle 11.396 MW’tır.)
  • JES ve BES’lerin kurulu gücünün 2.884MW’a, (2022 yıl sonu itibariyle 2.078 MW’tır.)
  • GES’lerin kurulu gücünün 10.000 MW’a, (2022 yıl sonu itibariyle 9.425 MW’tır.)
  • Yerli kömüre dayalı santrallerin kurulu gücünün 14.664 MW’a çıkartılması hedeflenmiştir. (2022 yıl sonu itibariyle 11.418 MW’tır.)

Türkiye elektrik üretiminde doğal gaz ve dışarıdan ithal edilen kömürün kullanılması sonucu üretimin yaklaşık yarısı yerli olmayan kaynaklarla karşılanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları ve yerli kaynak olan linyit kömürünün azami derecede kullanılmasıyla elektrik üretimi ve enerji kaynaklarında dışa bağımlılığın azaltılması öngörülmüştür. 10. Kalkınma Planı’ndan itibaren çeşitli politika belgelerinde zikredilen ve son olarak “Yeni Ekonomi Programı” ve “2021, 2022 ve 2023 Yılları Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları” çerçevesinde de tekrarlanan yerli kaynaklardan elektrik üretimi, Türkiye Enerji Politikasının öncelikli konularından birisi olmuştur.

Türkiye’de 2001 yılında, Elektrik Piyasası Kanunu’nun yayımlanmasından itibaren Kamu’nun elektrik üretimi ile ilgili yatırım yapması özel sermayeli elektrik üretim şirketlerine geçmiştir. Böylece Piyasadaki serbest üretim santrallerinin kurulu gücü her geçen gün artarak 2022 yılı itibariyle toplam kapasitenin yaklaşık yüzde 78’i seviyesine kadar ulaşmıştır. 2001 yılında Kamu şirketinin (EÜAŞ) yüzde 80’lerde olan payı, o yıllarda inşa süreci devam eden santraller dışında başka santral yapılmaması ve özelleştirmelerin de etkisiyle yüzde 20’lere kadar gerilemiştir.

Şekil 1. Türkiye Kurulu Gücünün Kamu ve Özel Sektöre Göre Dağılımı (2011-2021) (Kaynak: EPDK)

Türkiye’nin, her yıl artan enerji talebini karşılamak ve tüm enerji kaynaklarını ekonomiye kazandırmak için yatırımlarını serbest piyasada Kamu-Özel ortaklıkları ile gerçekleştirmesi gerekmektedir. Elektrik üretim içerisinde Kamu’nun payı büyük oranda düşmesine rağmen, yönlendirici gücü hala etkisini devam ettirmektedir.

Enerji Günlüğü web sitesi ve Kearney danışmanlık şirketi tarafından son yıllarda yapılan “MW100 – Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi” araştırmasının 2022 yılı sonuçlarına göre en büyük elektrik üreticisi şirketler Tablo 2’de gösterilmiştir. En büyük elektrik üretim şirketi olarak ilk sırada yine açık ara Kamu Şirketi olan EÜAŞ yer almıştır. EÜAŞ ile sıradaki 2. şirket arasında hala çok büyük kapasite farkı bulunmaktadır. Kamu marifeti ile öngörülebilir bir piyasanın oluşturulması hem yatırımlar hem de yatırımcılar için çok gereklidir. Elektrik sektöründe Kamu payının yıllar içerisinde yüzde 20’lere kadar düşmesi iyi bir gelişme olmasına rağmen, hala fiyatların belirlenmesinde ve yatırımların artırılmasında Kamunun ağırlığı veya gölgesi devam etmektedir. Bu da şeffaf bir piyasanın oluşmasına engel olabilmektedir.

                 Tablo 2. Türkiye’nin En Büyük Elektrik Üreticileri

SıraŞirketlerKapasite (MW)
1EÜAŞ21.254
2ENKA3.969
3EnerjiSA3.727
4Cengiz Enerji3.361
5Eren Enerji2.818
6Çelikler Holding2.769
7Limak Enerji2.576
8Aydem Enerji2.016
9İÇDAŞ1.669
10Bilgin Enerji1.639

Elektrik enerjisi, enerjiye doymuş gelişmiş ülkelerde bile talebi artan bir enerji çeşididir. Uzun yatırım dönemi, kapasite gelişimi konusunda en az 3-4 yıl önceden geleceğe yönelik tahminleri gerçekçi olarak yapılmasını ve tedbir alınmasını gerektirmektedir. Talep artışına paralel olarak tespit edilen yatırımların boyutu ve finansman ihtiyacı, bu alanda yapılması gereken yatırımların güvence altına alınmasını gerektirmektedir. Son 10 yılda yoğun şekilde kurulan üretim tesisleri sayesinde bir arz fazlalığı oluştuğu görülmüştür. 2000’li yılların başında TEİAŞ ve EPDK tarafından yapılan 10’ar yıllık kapasite projeksiyonlarına göre enerji arz açığı beklentisine rağmen, geldiğimiz noktada özellikle son yıllarda arz fazlalığı ile karşılaşmanın sonucu olarak enerji şirketleri mali yönden zor duruma girebilmiştir. Tüm bunların yanı sıra, sektörde yatırımların artması; eskiden çokça yaşanan elektrik kısıntı ve kesintiler döneminin de sona ermesine sebep olmuştur.

2000-2022 yılları arasında Türkiye elektrik talebi her yıl bir önceki yıla göre -2009 yılı hariç- sürekli artış yönünde olmuştur. Yıllık elektrik talebi; dünyada ortalama yüzde 3 artış olarak gerçekleşirken, Türkiye’de yüzde 4,6 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu artışlar, elektrik talebinde Türkiye’yi, dünyada en çok elektrik enerjisi talep artışı olan ülkelerden biri yapmıştır.

2001 yılında elektrik enerjisi kurulu gücü, 28.000 MW’larda iken 2022 yıl sonu itibariyle bir önceki yıla göre de yüzde 4’lük artışla 104 bin MW seviyelerine yükselmiştir. Aynı yıl elektrik üretim kurulu gücü artmasına rağmen elektrik tüketimi yüzde 1,7 azalarak 326 milyar kilovatsaat seviyesine gerilemiştir. Bunun da ana nedeni; daha ılımlı yaz ve kış aylarından dolayı hidroelektrik santrallerinin az çalıştırılması olmuştur.

2022 yılında elektrik üretiminin, % 34,6’sı kömürden, % 22,2’si doğal gazdan, % 20,6’sı hidrolik enerjiden, % 10,8’i rüzgârdan, % 4,7’si güneşten, % 3,3’ü jeotermal enerjiden ve % 3,7’si diğer kaynaklardan elde edilmiştir. 2021 yıl sonu itibariyle 10.457 olan santral sayısı 2022 yılında lisansız santraller de dahil olmak üzere toplam 11.427 adete ulaşmıştır.

Yıllar içerisinde kurulu güç miktarları çok fazla artmasına rağmen kapasite kullanım oranları hep düşük kalmıştır. Santraller verimli ve tam yükte çalıştırılamamış, revizyon ve rehabilitasyonlar artmıştır. En yüksek puant miktarları 50.000-55.000 MW aralığını aşamamıştır. Bu da kurulu güç içerisinde kullanıl(a)mayan büyük bir kapasitenin olduğunu göstermektedir. Yıllardır çalışmayan ya da çok düşük kapasitelerde çalışan santrallerin kapasitesinin, yıllık toplam kurulu güç miktarları içerisinde gösterilmemesi daha uygun olacaktır.

Hızlı nüfus artışı olan Türkiye’de her geçen gün enerji ihtiyacı artan bir seyir göstermiştir. Elektrik üretiminde doğal gaza bağımlılık düşünüldüğünde, elektrik enerjisi üretiminin dışa bağımlılıktan kurtarılarak talebin kesintisiz, güvenilir ve düşük maliyetlerle karşılanması, kaynak çeşitlendirmesine gidilerek arz güvenliğinin sağlanması öncelikli konu olmuştur. Sektörün büyümesi hızlı bir şekilde gerçekleşirken, büyümenin başlı başına önemli olmadığının, ancak nitelikli ve kaliteli bir sektör büyümesinin olması gerektiği görülmüştür.

Kaynaklar

  1. EPDK 2021 Yılı Elektrik Piyasası Raporu,
  2. EÜAŞ 2021 Yılı Sektör Raporu,
  3. TEİAŞ 2021 Yılı Raporu,
  4. Enerji Bakanlığı 2019-2023 Yılları Arası Stratejik Plan ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi,
  5. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2020-2022 Yılları World Energy Outlook,
  6. MW100 Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi Araştırma Raporu 2023, Enerji Günlüğü, Kearney,
  7. www.enerji.gov.tr
  8. www.epdk.gov.tr
  9. www.teias.gov.tr
TENVAhttps://www.tenva.org
Türkiye Enerji Vakfı (TENVA), enerji kaynakları, teknolojileri, politikaları ve enerji piyasalarında gerçekleşmekte olan ulusal ve uluslararası gelişmelere aktif katkı sunmak için 2012 yılında faaliyetlerine başladı. Enerji sektörüne özel Türkiye'nin ilk ve tek düşünce kuruluşu olmanın verdiği ağırlıkla çalışmalarını gerçekleştiren TENVA bünyesinde; Enerji Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi, Uluslararası Enerji Politikaları ve Diplomasisi Araştırma Merkezi, Enerji Piyasaları ve Düzenleyici İşlemler Araştırma Merkezi yer almaktadır. TENVA, dünya piyasalarındaki eğilimler ve politik gelişmeler dikkate alınarak; uluslararası bir bakış ve disiplinler arası bir anlayış ile sektörü ele alıyor ve bu anlayış çerçevesinde 2013 Haziran ayından bu yana aylık olarak Enerji Panorama dergisini yayınlıyor.

Benzer

Sosyal Medya

513BeğenenlerBeğen
431TakipçilerTakip Et
13,416TakipçilerTakip Et

Haber bültenimize abone ol

E-Bülten abonemiz olun, enerji sektörüne dair en güncel haberler ve duyurular her hafta e-posta adresinize gelsin.

spot_img

En Son Haberler