Dr. Kürşad Derinkuyu
Türk Hava Kurumu Üniversitesi, İşletme Fakültesi
Enerji Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
İlk yazımızda (Ekim 2014, Enerji Panorama) fiyat sinyallerini enerji kaynak çeşitleri açısından incelemiştik. Bu yazımızda ise gelecekteki piyasa beklentilerine, erken uyarı sistemine ve olası tedbirlere değineceğiz.
Avrupa elektrik piyasalarının hızla birleşme sürecine girmesi, hem piyasa ürünlerinin çeşitlenmesine hem de piyasa koşullarının farklılaşmasına yol açmaktadır. PCR (Price Coupling of Regions) projesi kapsamında EUPHEMIA algoritmasının Şubat 2014’de NWE ülkelerinde (Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsveç, İngiltere, Belçika, Fransa, Almanya, Luxemburg ve Hollanda) ve ardından Mayıs 2014’de SWE (Fransa, İspanya ve Portekiz) ülkelerinde devreye girmesi ile yeni bir döneme girilmiş bulunmaktadır. Akabinde İtalya ve Doğu Avrupa’yı kapsaması planlanan projede, Türkiye’nin de zaman içinde etkileneceği muhakkaktır. Piyasalarda verimliliği ve istikrarı artıran bu süreç, Hollanda özelinde olduğu gibi fiyatlara düşürücü etki de yapabilmektedir.
O halde fiyat sinyallerini etkileyen bir diğer unsur ise bu beklentilerdir. Unutmamak gerekir ki fiyatları sadece yatırım ve değişken maliyetler değil ama aynı zamanda sistemde ve piyasada oluşturulmuş kısıtlar da etkiler. İletim kısıtlarından ötürü tüketim yoğun bölgelere doğalgaz santrali yapımı bu durumun sistem tarafına, blok ve esnek tekliflerin varlığı piyasa tarafına örnek olarak verilebilir. Gelecekteki olası gelişmeleri 4 aşamada inceleyebiliriz:
• Zamansal Genişleme: Çekirdek Gün öncesi Piyasası olmakla beraber Vadeli İşlemlerin ve Gün İçi Piyasasının birbirleri ile bütünleştirilmesini, yani zaman aralığı birbirinden faklı piyasaların birbirleri ile ilişkilendirilmesini ifade etmektedir. Ülkemizde Gün İçi piyasalarının başlangıç tarihi için 2015 yılı öngörülmekteyken, uzun vadeli kontratlarda fiziksel bağlantı konusu güncel tartışmalar arasındadır.
• Mekânsal Genişleme: Avrupa’da görüldüğü üzere, çevre ülkelerle daha verimli çalışan ortak piyasa yapısının kurulması pek çok platformda artık dile getirilen bir konudur. Özellikle çevremizde elektrik satmak isteyen Gürcistan gibi enerji fazlası ülkeler ve altyapı eksikliğinden ötürü elektrik talep eden Irak ve Suriye gibi ülkeler, mevcut şebekenin daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır.
• Yapısal Genişleme: Avrupalıların SAPRI’den COSMOS’a ve sonrasında EUPHEMIA’ya ulaşan gelişim yoluna baktığımızda artık santrallerin kısıtlarını göze alacak şekilde tasarımlanmış esnek piyasa yapısı kurmak kaçınılmazdır. Bunlar gibi ilerde ihtiyaç duyabileceğimiz ürünleri geliştirebilmek, piyasa ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına kendimize ait açık kodlu bir platformda çalışıp enerji piyasası uzmanları yetiştirmemiz ülkemizin hayrınadır.
• Dikey Genişleme: Doğalgaz ve petrol gibi diğer enerji piyasalarının kurulması ve birbirlerine entegre edilmesi de sağlıklı bir fiyat sinyali oluşturulabilmesi için son derece önemlidir. Elektrik üretiminin büyük bölümünün doğalgazdan karşılandığı ülkemizde yatırımcıların risklerini daha iyi değerlendirebilmeleri için doğalgaz piyasasının varlığı da son derece elzemdir.
Elektrik arzındaki bir diğer problem ise yatırımların zaman almasıdır. Hâlbuki olası bir elektrik arz problemi ülke ekonomisine ciddi tahribat yapabilmektedir. Bunun için bazı erken uyarı sistemleri geliştirilebilir.
Bu yöntemlerden en yaygın olanları kapasite üzerine olanlardır. Buradaki amaç olası bir elektrik kesintisinin maliyetini temel alarak kapasite ödemesi yapmak ya da yedek kapasite zorunluluğu şartı getirmektir. Yatırımcıların fiyat sinyallerine geç tepki verdiği bir ortamda ödemeler artırılarak ya da zorunlu yedek kapasite oranı yükseltilerek, yatırıma yönlendirilmeleri amaçlanmaktadır. Diğer yöntem ise teşvik mekanizmasıdır. Toplam üretimdeki payı artırılmak istenen enerji kaynağının alım garantisi veya vergi muafiyeti gibi yöntemlerle teşvik edilmesi prensibine dayanır. Ancak iyi hesaplanmamış bir teşvik sistemi Almanya örneğinde olduğu gibi elektrik faturaları üzerinde ciddi yük oluşturabilir.
Son olarak, beklenti yönetimi de bir diğer usuldür. Bilindiği üzere talep tahmin kestirimleri senaryolar üzerinden yapılır. Yatırımların fazla olduğu düşünüldüğünde kötümser senaryo, az olduğu öngörüldüğünde ise iyimser senaryo ön plana çıkartılır. Bu yöntemin çalışması ancak bütün kurumların işbirliği yapması ile mümkündür.
Elektrikte fiyat sinyallerini ortaya çıkarmak ve bunların doğruluğunu test etmek uzun ve karmaşık bir süreçtir. Bu konuda pek çok analize ve farklı görüş açılarına ihtiyaç vardır. Yapılması gereken incelemelerden belki çok az bir kısmı aşağıda belirtilmiştir:
• Ülkedeki elektrik talep dağılımı açısından kurulu güç ve üretim cinsinden enerji kaynaklarının olması istenen oranlarını bulmak, • Mevcut planlanmış yatırımların fiyata olan etkisini göstermek, • İletim hattı kısıtlarının maliyetini ortaya çıkartmak, • Arz-talep eğrisinin talebe olan esnekliğini ölçmek, • Emre amade yedek gücün, gün öncesi ve dengeleyici piyasalarda fiyata olan etkisini hesaplamak, • Yatırımları etkileyen fiyat harici etkenleri tartışmak, • Fiyat sinyallerinin yatırımcılar nezdinde güvenilirliğini incelemek, • İstenilen yatırım çeşidine uygun esnek teşvik mekanizmaları tasarımlamak.
Sonuç olarak, yatırımları ihtiyaçlar doğrultusunda doğru yönlendirmek, düzenleyici ve denetleyici kurumların görevlerindendir. Bunun için, piyasanın ihtiyaç duyduğu fiyat sinyalleri oluşturmak, akademik ve uzman kadroların bunları analiz etmesi için uygun ortamları oluşturmak ve nihayetinde ortaya çıkan sonucun yatırımcılar tarafından iyi anlaşılmasını sağlamak gerekmektedir.