Esen ERKAN-TENVA Direktörü
Dünya Ekonomi Forumu’na göre elektrik sistemi bir dönüşüm içerisinde. Oyunun kurallarında kayda değer değişiklikler yapan üç temel gelişme var. Bunlar;
• Ulaşım ve ısıtma gibi ekonominin büyük sektörlerinin elektriklendirilmesi
• Maliyetlerdeki keskin düşüşün sürüklediği dağıtılmış üretim
• Hem şebekenin hem de sayaçtan sonrasının dijitalleşmesi.
Örneğin; ulaşım ayağında son yıllarda elektrikli araçların ses getirdiğini görüyoruz. Menzil bazı modellerde 160 km’den 480 km’ye yükselmiş durumda. Pil maliyetleri beş yılda üçte birinin de altına indi. 2015 yılında bir milyondan fazla elektrikli araç yollardaydı. Dağıtılmış üretime baktığımızda son yıllarda güneş panellerinin konuşlandırılmasında büyük artışlar var. Diğer yandan Uluslararası Enerji Ajansı’na üye ülkelerdeki 1990 yılından beri verimliliği artırıcı yatırımlar her yıl yaklaşık beş milyon evin elektrik tüketimine denk bir tasarruf sağlıyor. Aydınlatma amacıyla enerji tüketimi yüzde 75’ten fazla düşüş göstermiş durumda.
Dünya Ekonomi Forumu’nun “Elektriğin Geleceği: Şebekenin sınırlarını dönüştüren yeni teknolojiler” başlıklı raporunda üç etkenin bu teknolojilerin şebekede köklü değişiklikler yapma potansiyelini harekete geçirdiği belirtiliyor. Bu üç etkenden birincisi, bu teknolojilerin hızla düşen maliyetleri ve süregelen teknik gelişimi gösteriyor. Teknolojilerin, tercih yapabilen tüketiciler etrafında inşaa edilen ve yenilikçi iş modellerini mümkün kılan yönü ise ikinci etken olarak gösteriliyor. Elektrik sistemindeki varlıkların kullanım oranında meydana gelen dikkate değer iyileşme de diğer bir etken. Rapora göre, sadece elektrikli araçlar bile kaynak kullanımı oranını birkaç puan artırabilir.
Bu trendlerle birlikte şebekenin rolü sadece elektrik tedarik etmenin ötesine geçerek şebeke dağıtılmış enerji kaynaklarının değerini azamileştiren bir platforma dönüşüyor. Şebekenin sınırlarını zorlayan teknolojiler tüm sistemin verimliliğini artırarak, sermaye dağılımını optimize ederek ve tüketiciler için yeni hizmetler yaratarak endüstri, tüketici ve toplum için önemli ekonomik değerleri meydana çıkarabilir. Rapora göre, doğru bir düzenleme modeli ve hedeflenen yenilikçi iş modelleri benimsendiğinde düşük gelirli meskenler bu teknolojilerin yarattığı değere katılarak süreçten faydalanabilir.
Raporda şebekeyi dönüştürecek yeni teknolojilerin benimsenme oranının televizyon, beyaz eşya ve internet gibi daha önceki teknolojilere benzer bir biçimde S eğirisi çizeceği öngörülüyor. Tam olarak öngörmek güç olsa da yaygın bir kullanım için 15-20 yılın artık yeterli olduğu görülüyor. Yeni elektrik sistemine geçilirken dört temel engelin aşılması gerektiğini vurgulayan rapordaki ilk engel, elektriğin hala sadece bir mal olarak algılanması. Bu da müşterilerin yeni teknolojilerin şekillendirdiği sisteme dahil edilmesini zorlaştırıyor ve bu yöndeki çabaların maliyetini artırıyor. Mevcut düzenleme paradigmasının dağıtılmış kaynakların sisteme tam değer katmasına müsaade etmiyor olması ikinci engel olarak. Üçüncü engel olarak ise kurallardaki belirsizliğin kritik paydaşların, gelecekteki elektrik sisteminin bel kemiği olan şebekeyi tamamlayacak yatırımları harekete geçirmeyi engellemesi gösteriliyor. Rollerin ve iş modellerinin daha farklı dağıtıldığı bir yapıya doğru değişimine bazı segmentlerin direnmesi ise diğer bir engel.
Bu engelleri aşmak ve elektrik şebekesindeki dönüşümü kolaylaştırmak için neler yapılmalı?
Raporda öneriler dört ana kategoride toplanıyor: İlk öneri, düzenleme paradigmasının yeniden dizayn edilmesi. Oyunun kurallarının yeni rolleri, inovasyonu ve dağıtılmış enerji kaynaklarının tam entegrasyonunu mümkün kılacak bir şekilde değiştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bunun için dağıtılmış enerji kaynaklarının piyasaya entegre edilmesi ve hizmetlerinin parasallaştırılması lazım. Bu da tarife ve fiyatlandırma yapılarının fiyat sinyalları üretecek şekilde yeniden tasarlanmasını gerektiriyor.
İkinci olarak, yeni iş modelleri ve geleceğin enerji sistemi için altyapının zamanında sağlanmasının önemi belirtiliyor. Tüketicilerin ve üçüncü tarafların dağıtılmış enerji kaynakları ve dijital şebekenin ürettiği veriden faydalandığı akıllı bir yapının kurulması önemli. Tüketici deneyimlerinin yeniden tanımlanması ve son öneri olarak da, yeni iş modellerine kucak açılması gerektiği belirtiliyor. Rapora göre; yeni gelir kaynaklarını yenilikçi dağıtım ve perakende hizmetlerinden aramak ve dördüncü sanayi devrimiyle uyumlu iş modellerinin geliştirilmesi gerekli.
Kaynak: http://www3.weforum.org/docs/WEF_Future_of_Electricity_2017.pdf
*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Mayıs 2017 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”–
*Turkish article.
Esen ERKAN-TENVA Direktörü
Dünya Ekonomi Forumu’na göre elektrik sistemi bir dönüşüm içerisinde. Oyunun kurallarında kayda değer değişiklikler yapan üç temel gelişme var. Bunlar;
• Ulaşım ve ısıtma gibi ekonominin büyük sektörlerinin elektriklendirilmesi
• Maliyetlerdeki keskin düşüşün sürüklediği dağıtılmış üretim
• Hem şebekenin hem de sayaçtan sonrasının dijitalleşmesi.
Örnek vermek gerekirse ulaşım ayağında son yıllarda elektrikli araçların ses getirdiğini görüyoruz. Menzil bazı modellerde 160 km’den 480 km’ye yükselmiş durumda. Pil maliyetleri beş yılda üçte birinin de altına indi. 2015 yılında bir milyondan fazla elektrikli araç yollardaydı. Dağıtılmış üretime baktığımızda son yıllarda güneş panellerinin konuşlandırılmasında büyük artışlar var. Diğer yandan Uluslararası Enerji Ajansı’na üye ülkelerdeki 1990 yılından beri verimliliği artırıcı yatırımlar her yıl yaklaşık beş milyon evin elektrik tüketimine denk bir tasarruf sağlıyor. Aydınlatma amacıyla enerji tüketimi yüzde 75’ten fazla düşüş göstermiş durumda.
Dünya Ekonomi Forumu’nun “Elektriğin Geleceği: Şebekenin sınırlarını dönüştüren yeni teknolojiler” başlıklı raporunda üç etkenin bu teknolojilerin şebekede köklü değişiklikler yapma potansiyelini harekete geçirdiği belirtiliyor. Bu üç etkenden birincisi, bu teknolojilerin hızla düşen maliyetleri ve süregelen teknik gelişimi gösteriyor. Teknolojilerin, tercih yapabilen tüketiciler etrafında inşaa edilen ve yenilikçi iş modellerini mümkün kılan yönü ise ikinci etken olarak gösteriliyor. Elektrik sistemindeki varlıkların kullanım oranında meydana gelen dikkate değer iyileşme de diğer bir etken. Rapora göre, sadece elektrikli araçlar bile kaynak kullanımı oranını birkaç puan artırabilir.
Bu trendlerle birlikte şebekenin rolü sadece elektrik tedarik etmenin ötesine geçerek şebeke dağıtılmış enerji kaynaklarının değerini azamileştiren bir platforma dönüşüyor. Şebekenin sınırlarını zorlayan teknolojiler tüm sistemin verimliliğini artırarak, sermaye dağılımını optimize ederek ve tüketiciler için yeni hizmetler yaratarak endüstri, tüketici ve toplum için önemli ekonomik değerleri meydana çıkarabilir. Rapora göre, doğru bir düzenleme modeli ve hedeflenen yenilikçi iş modelleri benimsendiğinde düşük gelirli meskenler bu teknolojilerin yarattığı değere katılarak süreçten faydalanabilir.
Raporda şebekeyi dönüştürecek yeni teknolojilerin benimsenme oranının televizyon, beyaz eşya ve internet gibi daha önceki teknolojilere benzer bir biçimde S eğirisi çizeceği öngörülüyor. Tam olarak öngörmek güç olsa da yaygın bir kullanım için 15-20 yılın artık yeterli olduğu görülüyor. Yeni elektrik sistemine geçilirken dört temel engelin aşılması gerektiğini vurgulayan rapordaki ilk engel, elektriğin hala sadece bir mal olarak algılanması. Bu da müşterilerin yeni teknolojilerin şekillendirdiği sisteme dahil edilmesini zorlaştırıyor ve bu yöndeki çabaların maliyetini artırıyor. Mevcut düzenleme paradigmasının dağıtılmış kaynakların sisteme tam değer katmasına müsaade etmiyor olması ikinci engel olarak. Üçüncü engel olarak ise kurallardaki belirsizliğin kritik paydaşların, gelecekteki elektrik sisteminin bel kemiği olan şebekeyi tamamlayacak yatırımları harekete geçirmeyi engellemesi gösteriliyor. Rollerin ve iş modellerinin daha farklı dağıtıldığı bir yapıya doğru değişimine bazı segmentlerin direnmesi ise diğer bir engel.
Bu engelleri aşmak ve elektrik şebekesindeki dönüşümü kolaylaştırmak için neler yapılmalı?
Raporda öneriler dört ana kategoride toplanıyor: İlk öneri, düzenleme paradigmasının yeniden dizayn edilmesi. Oyunun kurallarının yeni rolleri, inovasyonu ve dağıtılmış enerji kaynaklarının tam entegrasyonunu mümkün kılacak bir şekilde değiştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bunun için dağıtılmış enerji kaynaklarının piyasaya entegre edilmesi ve hizmetlerinin parasallaştırılması lazım. Bu da tarife ve fiyatlandırma yapılarının fiyat sinyalları üretecek şekilde yeniden tasarlanmasını gerektiriyor.
İkinci olarak, yeni iş modelleri ve geleceğin enerji sistemi için altyapının zamanında sağlanmasının önemi belirtiliyor. Tüketicilerin ve üçüncü tarafların dağıtılmış enerji kaynakları ve dijital şebekenin ürettiği veriden faydalandığı akıllı bir yapının kurulması önemli. Tüketici deneyimlerinin yeniden tanımlanması ve son öneri olarak da, yeni iş modellerine kucak açılması gerektiği belirtiliyor. Rapora göre; yeni gelir kaynaklarını yenilikçi dağıtım ve perakende hizmetlerinden aramak ve dördüncü sanayi devrimiyle uyumlu iş modellerinin geliştirilmesi gerekli.
Kaynak: http://www3.weforum.org/docs/WEF_Future_of_Electricity_2017.pdf
*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Mayıs 2017 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”