-1.7 C
Ankara
Tuesday, December 17, 2024
spot_img

“Doğal gaz talebini Asya ülkeleri artıracak”-“Asian countries will increase the demand for natural gas”

Enerji Panorama-Ocak 2016*

McKinsey Solutions’ın yayınladığı “Küresel Gaz Görünümü 2030 Raporu”na göre, küresel gaz piyasası güçlü bir büyüme evresinden geçti.

McKinsey Solutions tarafından hazırlanan çalışma, son on yıl içerisinde küresel gaz piyasasının, kısmen bölgesel pazarları birbirine bağlayan ve yeni tedarik rotaları açan LNG arzındaki artıştan kaynaklanan, güçlü bir büyüme evresinden geçtiğini açıkladı. Kurulan bu bağlantılara rağmen, söz konusu bölgesel pazarlar bağımsız şekilde işlemeye devam ederken fiyatların da birbirinden uzaklaşmasına neden olduğu görülüyor.

Rapora göre 2012-2014 yılları arasında yaşanan bu fiyat farklılaşmasına üç belirgin kesinti neden oldu:

• ABD’de ihracat kısıtlamaları, teknolojideki iyileşmeler ve üretici disiplininin eksikliği, arzın iç talebi geçmesine neden olmuştur. Kaya gazı üretiminde yaşanan artış LNG ithalatına duyulan ihtiyacın yerine geçmiştir ve bu da fiyatların 2009’da 8-9 dolar/mmbtu’dan 2014’te 4 dolar/mmbtu’nun altına düşmesine yol açmıştır.

• Asya’da, büyük ölçüde Çin’in ekonomik büyümesi ve Japonya’nın nükleer enerji kullanımını aşamalı şekilde durdurmasından kaynaklanan yüksek gaz talebi, gaz fiyatlarını “bir sonraki en iyi” alternatif olarak petrol paritesine yakın tutmuştur.

• Avrupa’da, ekonomik yavaşlama ve doğalgazla elektrik üretiminin durgunlaşması sebebiyle gaz talebi yerinde seyretmiştir. Buna rağmen, gitgide daha maliyetli hale gelen Kuzey Denizi sahalarına ve uzun mesafeli boru hatları vasıtasıyla yapılan ithalata bağımlılık, fiyatları görece yüksek kabul edilebilecek 10-12 dolar/mmBtu’da tutmuştur.
dunyadan-harita-1“2015’te gazda durum değişti”

Çalışma, bölgesel fiyat farklılıklarının yavaş yavaş azalmasıyla birlikte fiyatların kısmen birbirine yaklaştığı bir dönemden geçmekte olduğumuzu vurguluyor. Kilit ülkelerde, özellikle de ekonomik yavaşlama ve gerileyen sınai üretimin gaza duyulan iştahı körelttiği Çin’de, talep artışı yavaşlamış görünüyor. Yanı sıra, küresel petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş, varil fiyatının 2014’ün ortasıyla 2015’in ortası arasında yaklaşık %50 oranında düşmesiyle, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı yüklemiş durumda. Asya’nın gaz fiyatlarını geleneksel olarak petrole endekslemesi ve Avrupa’nın da benzer şekilde hareket etmesi ile birlikte (hub temelli endekslemenin yanı sıra), gaz fiyatı her iki bölgede de 7 dolar/mmBtu’ya düşerek ABD’nin hâlihazırda daha düşük olan fiyatlarıyla arasındaki açığı kapamıştır.

“Kısa vadede fiyatların birbirine yaklaşması muhtemel”

Japonya’da nükleer enerji kullanımının geçici olarak durdurulmasının ve Güney Kore’nin 2015 sonuna kadar daha az nükleer enerji kullanmaya kararlı görünmesinin kısa vadeli etkisi, bunun yanında ekonomik yavaşlama sebebiyle Çin’in LNG talebinin körelmesi ve Çin’in düşük petrol fiyatları yüzünden başka yakıt kullanma konusunda gösterdiği çekinceye rağmen, LNG talep artışının kısa vadede yılda %5 gibi yüksek düzeylerde kalması bekleniyor.

ABD ve Avustralya’da ise yeni sıvılaştırma tesislerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, LNG miktarında daha önce görülmemiş hızda bir artış yaşanacağı ve böylece arzın 2020’ye dek artacağı öngörülüyor.

Rapora göre, yeni tesislerle beraber küresel tedarik haritasında da kaymalar gerçekleşecek. Özellikle, Avustralya’nın kapasite açısından dünyanın önde gelen LNG ihracatçısı olarak 2019’da Katar’la eş seviyeye gelmesi ve ABD’nin de bu ülkelerin hemen ardından üçüncü en büyük ihracatçı haline geleceği belirtiliyor.

Görece daha yavaş altta yatan büyümeyle beraber arzda yaşanacak bu hızlı artış, kısa vadede piyasadaki gevşekliğin devam edeceğine işaret etmektedir. McKinsey Solutions’ın analizlerine göre, ticaret daha likit hale geldikçe ve bariyerler kaldırıldıkça son yıllarda kararlılıkla bölgeselleşmiş halde kalan gaz fiyatları için yeni bir fiyatlama paradigması ortaya çıkabilir.

“Uzun vadede: Daha büyük bir belirsizliğe geri dönüş”

Uzun vadede, manzara daha belirsiz ve 2030’a giderken pazar istikametini belirleyecek bir dizi kritik faktör söz konusu görünüyor. Talebi büyük ölçüde Asya’nın gaza duyduğu ve gittikçe artan iştahı şekillendirirken gelecek 15 yıldaki toplam yeni gaz talebinin %90’ının Çin, Hindistan, Pakistan ve ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) ülkelerinden gelmesi bekleniyor.

Daha eski LNG terminallerinin kapasitesindeki düşüş ile 2030’a gelindiğinde yaklaşık 240 milyar metre küp yeni tedarik kapasitesine ihtiyaç duyulacak. Bu da onaylı Nihai Yatırım Kararları (NYK) tarafından hâli hazırda karşılanan miktarın üzerinde ve ötesindedir. Çalışmanın vurguladığı önemli noktalardan biri, NYK’lerin uzun vadeli tedarikin emniyet altına alınması açısından elzem olduğu yönünde. Hâli hazırda inşaat halinde olan projelerin önümüzdeki birkaç sene içinde talebi karşılaması hatta aşması bekleniyor. Öte yandan, daha fazla NYK onaylanmazsa 2022’ye gelindiğinde piyasaların yeniden sıkışacağı tahmin ediliyor. Piyasalarda ilerleme sağlanması olasılığı büyük ölçüde petrol fiyatlarına ve büyük sermaye projelerinin masraflarının düşme yetisine bağlı görünüyor.

Çalışma, düşük petrol fiyatlarının LNG’ye beklenenden yavaş şekilde bir geçiş olmasına sebep olduğunu açıklıyor ve şöyle ekliyor: “Eğer petrol fiyatları düşük seyrederse, arz ve talep dinamikleri üzerinde önemli bir etkileri olacaktır. Petrol fiyatlarının düşük seyretmesi, yalnızca petrol ve gaz şirketlerinin nakit akışlarını azaltıp yeniden yatırım yapma yetilerini sınırlamayacak, aynı zamanda gelecekteki NYK’lerin gerçekleşebilirliğini de riske atacaktır. Varil başına 75 dolarlık sürdürülebilir bir seviyede, teklif edilen projelerin yalnızca %10’u kârlı durumda kalırken, %60’ı hiç kâr getirmeyecektir. Şu anda bile düşük olan varil başına 40-50 dolarlık fiyatlar ile büyük maliyet deflasyonları sağlanmaksızın yeni NYK’lerin alınması olasılık dışıdır”.

Natural_gas

Küresel gaz piyasaları analizindeki diğer önemli başlıklar şöyle:

• Küresel doğal gaz talebinin, 2030’a gelindiğinde yaklaşık 4.700 milyar metre küp olacak şekilde, yılda %1,9 artması bekleniyor.

• Bu artışın önemli bölümü Asya ve özellikle Çin’den kaynaklanacak olsa da; Afrika, Kuzey Amerika ve Orta Doğu, toplamda 980 milyar metre küp ile artışta payları olan diğer bölgeler olacak. Diğer taraftan, Avrupa ve Rusya görece durağan kalacak ve aynı 15 yıllık dönem içerisinde talebe toplamda yalnızca 40 milyar metre küp ekleme yapabilecekler.

• Sektörel açıdan bakıldığında, ulaşım tüm kilit bölgelerde en yüksek büyümeyi yaşayacak onu sanayi ve ardından konut ve ticaret sektörleri takip edecek.

• Talebi karşılamak için, gaz endüstrisi yalnızca konvansiyonel gaz bulunan bölgelerden gelen arzı artırmak zorunda kalmayacak, aynı zamanda ilaveten konvansiyonel olmayan gaz kaynaklarına erişmesi gerekecek.

• Kaya gazında 2015-2030 arasında %60’lık bir artış olması bekleniyor. Konvansiyonel kaynaklardaki artış 500 milyar metreküp olarak tahmin edilirken kaya gazında yaklaşık 750 milyar metreküplük artış öngörülüyor. Çalışmaya göre, ABD’li kaya gazı üreticilerinin arzlarındaki artış ile dünya bu talebin büyük bölümünü karşılamak için yüzünü batıya dönecek.

• 2016’dan itibaren başlayacak yeni LNG ihracatları ile; küresel ticaret haritası, bilhassa Çin ve Kuzey Asya çevresindeki, büyük çapta iletimlerin yapılacağı yeni boru hatlarını ve ihracat güzergahlarını içerecek şekilde yeniden çizilecek.

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Aralık 2015 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

“This article was published in Turkish”

Enerji Panorama-Ocak 2016*

McKinsey Solutions’ın yayınladığı “Küresel Gaz Görünümü 2030 Raporu”na göre, küresel gaz piyasası güçlü bir büyüme evresinden geçti.

McKinsey Solutions tarafından hazırlanan çalışma, son on yıl içerisinde küresel gaz piyasasının, kısmen bölgesel pazarları birbirine bağlayan ve yeni tedarik rotaları açan LNG arzındaki artıştan kaynaklanan, güçlü bir büyüme evresinden geçtiğini açıkladı. Kurulan bu bağlantılara rağmen, söz konusu bölgesel pazarlar bağımsız şekilde işlemeye devam ederken fiyatların da birbirinden uzaklaşmasına neden olduğu görülüyor.

Rapora göre 2012-2014 yılları arasında yaşanan bu fiyat farklılaşmasına üç belirgin kesinti neden oldu:

• ABD’de ihracat kısıtlamaları, teknolojideki iyileşmeler ve üretici disiplininin eksikliği, arzın iç talebi geçmesine neden olmuştur. Kaya gazı üretiminde yaşanan artış LNG ithalatına duyulan ihtiyacın yerine geçmiştir ve bu da fiyatların 2009’da 8-9 dolar/mmbtu’dan 2014’te 4 dolar/mmbtu’nun altına düşmesine yol açmıştır.

• Asya’da, büyük ölçüde Çin’in ekonomik büyümesi ve Japonya’nın nükleer enerji kullanımını aşamalı şekilde durdurmasından kaynaklanan yüksek gaz talebi, gaz fiyatlarını “bir sonraki en iyi” alternatif olarak petrol paritesine yakın tutmuştur.

• Avrupa’da, ekonomik yavaşlama ve doğalgazla elektrik üretiminin durgunlaşması sebebiyle gaz talebi yerinde seyretmiştir. Buna rağmen, gitgide daha maliyetli hale gelen Kuzey Denizi sahalarına ve uzun mesafeli boru hatları vasıtasıyla yapılan ithalata bağımlılık, fiyatları görece yüksek kabul edilebilecek 10-12 dolar/mmBtu’da tutmuştur.
dunyadan-harita-1“2015’te gazda durum değişti”

Çalışma, bölgesel fiyat farklılıklarının yavaş yavaş azalmasıyla birlikte fiyatların kısmen birbirine yaklaştığı bir dönemden geçmekte olduğumuzu vurguluyor. Kilit ülkelerde, özellikle de ekonomik yavaşlama ve gerileyen sınai üretimin gaza duyulan iştahı körelttiği Çin’de, talep artışı yavaşlamış görünüyor. Yanı sıra, küresel petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş, varil fiyatının 2014’ün ortasıyla 2015’in ortası arasında yaklaşık %50 oranında düşmesiyle, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı yüklemiş durumda. Asya’nın gaz fiyatlarını geleneksel olarak petrole endekslemesi ve Avrupa’nın da benzer şekilde hareket etmesi ile birlikte (hub temelli endekslemenin yanı sıra), gaz fiyatı her iki bölgede de 7 dolar/mmBtu’ya düşerek ABD’nin hâlihazırda daha düşük olan fiyatlarıyla arasındaki açığı kapamıştır.

“Kısa vadede fiyatların birbirine yaklaşması muhtemel”

Japonya’da nükleer enerji kullanımının geçici olarak durdurulmasının ve Güney Kore’nin 2015 sonuna kadar daha az nükleer enerji kullanmaya kararlı görünmesinin kısa vadeli etkisi, bunun yanında ekonomik yavaşlama sebebiyle Çin’in LNG talebinin körelmesi ve Çin’in düşük petrol fiyatları yüzünden başka yakıt kullanma konusunda gösterdiği çekinceye rağmen, LNG talep artışının kısa vadede yılda %5 gibi yüksek düzeylerde kalması bekleniyor.

ABD ve Avustralya’da ise yeni sıvılaştırma tesislerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, LNG miktarında daha önce görülmemiş hızda bir artış yaşanacağı ve böylece arzın 2020’ye dek artacağı öngörülüyor.

Rapora göre, yeni tesislerle beraber küresel tedarik haritasında da kaymalar gerçekleşecek. Özellikle, Avustralya’nın kapasite açısından dünyanın önde gelen LNG ihracatçısı olarak 2019’da Katar’la eş seviyeye gelmesi ve ABD’nin de bu ülkelerin hemen ardından üçüncü en büyük ihracatçı haline geleceği belirtiliyor.

Görece daha yavaş altta yatan büyümeyle beraber arzda yaşanacak bu hızlı artış, kısa vadede piyasadaki gevşekliğin devam edeceğine işaret etmektedir. McKinsey Solutions’ın analizlerine göre, ticaret daha likit hale geldikçe ve bariyerler kaldırıldıkça son yıllarda kararlılıkla bölgeselleşmiş halde kalan gaz fiyatları için yeni bir fiyatlama paradigması ortaya çıkabilir.

“Uzun vadede: Daha büyük bir belirsizliğe geri dönüş”

Uzun vadede, manzara daha belirsiz ve 2030’a giderken pazar istikametini belirleyecek bir dizi kritik faktör söz konusu görünüyor. Talebi büyük ölçüde Asya’nın gaza duyduğu ve gittikçe artan iştahı şekillendirirken gelecek 15 yıldaki toplam yeni gaz talebinin %90’ının Çin, Hindistan, Pakistan ve ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) ülkelerinden gelmesi bekleniyor.

Daha eski LNG terminallerinin kapasitesindeki düşüş ile 2030’a gelindiğinde yaklaşık 240 milyar metre küp yeni tedarik kapasitesine ihtiyaç duyulacak. Bu da onaylı Nihai Yatırım Kararları (NYK) tarafından hâli hazırda karşılanan miktarın üzerinde ve ötesindedir. Çalışmanın vurguladığı önemli noktalardan biri, NYK’lerin uzun vadeli tedarikin emniyet altına alınması açısından elzem olduğu yönünde. Hâli hazırda inşaat halinde olan projelerin önümüzdeki birkaç sene içinde talebi karşılaması hatta aşması bekleniyor. Öte yandan, daha fazla NYK onaylanmazsa 2022’ye gelindiğinde piyasaların yeniden sıkışacağı tahmin ediliyor. Piyasalarda ilerleme sağlanması olasılığı büyük ölçüde petrol fiyatlarına ve büyük sermaye projelerinin masraflarının düşme yetisine bağlı görünüyor.

Çalışma, düşük petrol fiyatlarının LNG’ye beklenenden yavaş şekilde bir geçiş olmasına sebep olduğunu açıklıyor ve şöyle ekliyor: “Eğer petrol fiyatları düşük seyrederse, arz ve talep dinamikleri üzerinde önemli bir etkileri olacaktır. Petrol fiyatlarının düşük seyretmesi, yalnızca petrol ve gaz şirketlerinin nakit akışlarını azaltıp yeniden yatırım yapma yetilerini sınırlamayacak, aynı zamanda gelecekteki NYK’lerin gerçekleşebilirliğini de riske atacaktır. Varil başına 75 dolarlık sürdürülebilir bir seviyede, teklif edilen projelerin yalnızca %10’u kârlı durumda kalırken, %60’ı hiç kâr getirmeyecektir. Şu anda bile düşük olan varil başına 40-50 dolarlık fiyatlar ile büyük maliyet deflasyonları sağlanmaksızın yeni NYK’lerin alınması olasılık dışıdır”.

Natural_gas

Küresel gaz piyasaları analizindeki diğer önemli başlıklar şöyle:

• Küresel doğal gaz talebinin, 2030’a gelindiğinde yaklaşık 4.700 milyar metre küp olacak şekilde, yılda %1,9 artması bekleniyor.

• Bu artışın önemli bölümü Asya ve özellikle Çin’den kaynaklanacak olsa da; Afrika, Kuzey Amerika ve Orta Doğu, toplamda 980 milyar metre küp ile artışta payları olan diğer bölgeler olacak. Diğer taraftan, Avrupa ve Rusya görece durağan kalacak ve aynı 15 yıllık dönem içerisinde talebe toplamda yalnızca 40 milyar metre küp ekleme yapabilecekler.

• Sektörel açıdan bakıldığında, ulaşım tüm kilit bölgelerde en yüksek büyümeyi yaşayacak onu sanayi ve ardından konut ve ticaret sektörleri takip edecek.

• Talebi karşılamak için, gaz endüstrisi yalnızca konvansiyonel gaz bulunan bölgelerden gelen arzı artırmak zorunda kalmayacak, aynı zamanda ilaveten konvansiyonel olmayan gaz kaynaklarına erişmesi gerekecek.

• Kaya gazında 2015-2030 arasında %60’lık bir artış olması bekleniyor. Konvansiyonel kaynaklardaki artış 500 milyar metreküp olarak tahmin edilirken kaya gazında yaklaşık 750 milyar metreküplük artış öngörülüyor. Çalışmaya göre, ABD’li kaya gazı üreticilerinin arzlarındaki artış ile dünya bu talebin büyük bölümünü karşılamak için yüzünü batıya dönecek.

• 2016’dan itibaren başlayacak yeni LNG ihracatları ile; küresel ticaret haritası, bilhassa Çin ve Kuzey Asya çevresindeki, büyük çapta iletimlerin yapılacağı yeni boru hatlarını ve ihracat güzergahlarını içerecek şekilde yeniden çizilecek.

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Aralık 2015 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

TENVAhttps://www.tenva.org
Türkiye Enerji Vakfı (TENVA), enerji kaynakları, teknolojileri, politikaları ve enerji piyasalarında gerçekleşmekte olan ulusal ve uluslararası gelişmelere aktif katkı sunmak için 2012 yılında faaliyetlerine başladı. Enerji sektörüne özel Türkiye'nin ilk ve tek düşünce kuruluşu olmanın verdiği ağırlıkla çalışmalarını gerçekleştiren TENVA bünyesinde; Enerji Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi, Uluslararası Enerji Politikaları ve Diplomasisi Araştırma Merkezi, Enerji Piyasaları ve Düzenleyici İşlemler Araştırma Merkezi yer almaktadır. TENVA, dünya piyasalarındaki eğilimler ve politik gelişmeler dikkate alınarak; uluslararası bir bakış ve disiplinler arası bir anlayış ile sektörü ele alıyor ve bu anlayış çerçevesinde 2013 Haziran ayından bu yana aylık olarak Enerji Panorama dergisini yayınlıyor.

Benzer

Sosyal Medya

513BeğenenlerBeğen
431TakipçilerTakip Et
13,416TakipçilerTakip Et

Haber bültenimize abone ol

E-Bülten abonemiz olun, enerji sektörüne dair en güncel haberler ve duyurular her hafta e-posta adresinize gelsin.

spot_img

En Son Haberler