“Rusya Neden Enerji Politikasını Değiştirmeli?”-“Why Russia should change its energy policy?”

0
397

*Yuriy Barsukov, Komersant, 26.12. 2014

Çeviri: Nermin Mammadova

Son dönemlerde Rusyanın Batı ile karşı karşıya gelmesi son yıllarda çokça dile getirilen doğalgaz silahına sahip olduğu görüşünün aslında gerçekçi olmadığını kanıtlamaktadır. Gazprom tarafından özenle oluşturulan bu “silah” sahibi için o kadar tehlikeli olmuştur ki, kullanmaya bir türlü cesaret edememiştir. Belli ki, bu zamana kadar sorunlarını baskı ve tehdit yoluyla çözmeye çalışan Rusya, artık “doğalgaz savaşı”ndan sıyrılarak “doğalgaz diplomasisi”ne geçmek zorunda bırakılmaktadır. Buradaki kilit sorun ise hükümet ve Gazprom yönetiminin buna ne kadar hazır olup olmamasıdır.

Geçtiğimiz aylarda Ukrayna ile yaşanan çatışma Rus doğalgaz endüstrisi için geniş kapsamlı sonuçlara neden olmuştur: Bu zamana kadar Rusya’nın dış politikası ile paralel yürüyen Gazprom’un ihracat stratejisi, acilen yeni realiteye uyarlanmak zorunda kalmıştır. Bunun sonucunda ise on beş yıldır Avrupa’daki nihai tüketiciye ulaşmak amacıyla güvenilir boru hatları oluşturmak için uğraş veren şirket, şimdi doğalgazı AB sınırlarında satmaya razı bırakılmıştır. Bir taraftan Çin’e doğalgaz sevkiyatını gerçekleştirebilmek amacıyla “Kuzey Akım” projesini rafa kaldırarak “Sibirya’nın Gücü” projesinin inşaatına başlamakla beraber iki yeni proje için de yoğun görüşmelere başlamış, diğer yandan ise Hindistan’a ulaşmanın hayallerini kurmaktadır. Buradaki dikkat çekici unsur bu değişimlerin sadece niteliği değil aynı zamanda hızıdır; Monopolün Shtokman petrol ve doğalgaz arama sahası projesini iptal etmesi dört yıl sürerken, stratejik olarak daha önemli ve maliyetli olan Kuzey Akım projesi ise sadece uluslararası ortaklarını değil Gazpromun kendisini de şaşırtacak şekilde devlet başkanı Putin tarafından bir gün içinde rafa kaldırılmıştır.

Bu konseptin köklü değişiminin temelinde aslında Avrupa ile yaşanan çekişme koşullarında meşhur Rus doğalgaz silahının aslında işlevsiz kalması yatmaktadır. Son dönemlerde AB bazı kararsızlıkların yanında ithal Rus doğalgazına olan bağımlılığının sürdüğü bir ortamda Rusya ile ilgili ciddi yaptırımları ön plana çıkarmaktadır.

Böylece aslında doğalgaz silahının olası saldırgan potansiyeli de ortadan kaldırılmış oldu. Bu yıla kadar tamamen Rus doğalgazına bağımlı olan Ukrayna altı aydan uzun bir süredir onsuz ayakta durmakla kalmamış, bulunduğu finansal zorlukların geçerli olmadığı durumda aslında 2015 yılında doğalgaz açısından bağımsızlığını ilan edebileceği beklentisini oluşturmuştur. Gazprom’un AB tarafından gerçekleştirilen ters yönlü akımı durdurmaya yönelik çabaları ise monopolün cezalandırılması dışında başka bir sonuç vermemiştir. Sonuç olarak, Kiev’in Gazprom’dan doğalgaz satın almasını sağlamak amacıyla Rusya daha önce baskı aracı olarak kullanılmayan kömür tedariğini bloke etmiştir.

Yıllardır AB ülkeleri ile oluşturulan etkin bireysel doğalgaz politikaları da bu dönemde başarısız oldu. Gazprom Birliğin üye ülkelerinden olan Bulgaristan’ı Kuzey Akım projesini durdurmamaya ikna edemedi.

gazprom

Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen Avrupa’ya yönelik doğalgaz tedariğini ciddi oranda kısarak son çareyi kullanmaya Moskova yine cesaret edemedi. Buna karşı verilecek tepki sadece Gazprom’u değil Ukrayna çatışmasıyla uluslararası platformda imajı zaten sarsılmış olan Rusya’yı bir bütün olarak derinden etkileyecekti.

Diğer yandan Rusya’nın doğalgaz silahına sahip olduğu görüşünün tamamen efsane olduğunu söyleyemeyiz. Son dönemde Batı tarafından Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen tek devlet teşebbüsü esasen Gazprom olmuştur. Doğalgaz faktörü Avrupa’nın SWIFT iptalleri gibi daha sert tedbirler uygulamasının önünü kesmiş olsa da, her halükarda yeni dış politika konjonktüründe artık doğalgaz arzının doğrudan bir baskı aracı olarak kullanmak Rusya için tehlikeli olduğundan burada doğalgaz diplomasisi ön plana çıkmaktadır. Bu durumda Rus hükümetine göre Gazprom’un Avrupa varlıklarında yer alması esasta zarar verici bir durumu ifade etmekte ve ülkenin pozisyonunu pekiştirememsi ile birlikte bu devlet teşebbüsü AB eylemlerinin rehinine dönüşmektedir.

Moskova’nın Avrupa ile olan ilişkilerinde esneklik sağlayabilme arzusunun neticesi olarak bu yılın Mayıs ayında uzun süre devam eden karşılıklı müzakerelerin sonucunda Çin ile doğalgaz anlaşması imzalanabilmiştir. Burada önemli olan nokta uygun marşurut ile sevkiyat yapacak “Sibirya’nın Gücü”nün inşasından çok, müzakerelerin farklı alanlarda yoğunlaşması ve önümüzdeki on yıl içinde Çin’e yapılacak sevkiyatın yıllık 100 milyar metreküpe yükselerek Avrupa ile karşılaştırılabilir düzeye getirilmesinin planlanmasıdır. Bu anlaşmaların amacı sadece Avrupa’ya yönelik tedbir projeksiyonları değil aynı zamanda, Rusya’nın Çin’i de etkileyebilme gücüne kavuşabilmesidir. Bunun temelinde esasen tüm uzun vadeli doğalgaz anlaşmalarında tarafların teslimat hacmi ile orantılı olarak güçlü bir bağımlılık ilşkisine girdiği görüşü vardır. Bu anlamda Mayıs sözleşmesi ile nispeten daha ucuz fiyattan satışa çıkan Rus doğalgazı ülkenin dış politika hedefleri ile uyuşmaktadır.

Sonuç olarak, Gazprom Kuzey Akımı daha az maliyetli olmayan “Sibirya’nın Gücü”ne değişerek Çin’e daha çok doğalgaz satabilmek için acele etmekte iken Avrupa kendi enerji birliğini oluşturma projesine paralel olarak yeşil enerji ve Amerika’nın sıvılaştırılmış gazına yoğunlaşmaktadır. Böylece her iki taraf da blöf yaparak bu çekişmede elini güçlendirmeye çalışmaktadır. Halbuki, Avrupa’ya ihraç edilen doğalgaz haciminin Çin’e yönlendirmenin Gazprom için fiziksel olarak mümkün görünmemesi ile birlikte tekelin kimseye satamadığı yıllık 150 milyar metreküpü aşan bir atıl kapasitesi de bulunmaktadır. Buna karşın günümüzde Avrupa, Rusya ile anlaşarak gerçekleştirdiği doğalgaz sevkiyatını bu miktar ve fiyattan herhangi başka bir kaynaktan satın alama şansına sahip değildir . Bu iki güç arasında yıllardır oluşturulan karşılıklı bağımlılığı kırmak bu kadar kolay değildir. Atılan adımların sonucunu uzun dönemde belli olacağı varsayımı altında günümüzde Rusya ve AB yeni ilişki modeli üzerinde kafa yormaktadırlar. Aslında Ukrayna’ya yapılacak doğalgaz sevkiyatı konusunda varılan anlaşma da iki taraf arasında anlaşmanın mümkün olduğunu açıkça göstermektedir. Buradaki sorun Rus yetkilileri ve Gazprom yönetiminin doğalgaz silahını doğalgaz diplomasisine değiştirmeye istekli ve yeterli olup olmadıklarıdır.

*Kaynak: http://www.eprussia.ru/pressa/articles/21756.htm 

”Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz