1.2 C
Ankara
Tuesday, December 17, 2024
spot_img

“2015 Yılı Elektrik Piyasasında Nihai Fiyatlara ve Fiyat Oluşumuna İlişkin Nasıl Bir Önem Taşıyor?”-“How important is 2015 for the prices and price formation in the Turkish Electricity market?”

Ercüment CAMADAN

Enerji Uzmanı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Enerji Uzmanı Ercüment CAMADAN’ı Twitter’dan takip etmek için tıklayınız.

İçinde bulunduğumuz 2015 yılının sonuna her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Bu yıl, elektrik sektöründeki fiyatlar ve bu fiyatların oluşumu açısından önümüzdeki birkaç yılı çok ciddi etkileyecek bir kısım düzenlemelerin ve uygulamaların hayata geçtiği, geçeceği veya geçebileceği bir yıldır. Bu nedenle piyasanın geleceği açısından önem taşıyan bir yıldır 2015 yılı. Peki hangi gerçekleşmelerdir bu yılı önemli kılan? Sırasıyla ele alalım.

1. Elektrik tarifelerinde üçüncü uygulama döneminin 2016 yılında başlıyor olması:

Elektrik dağıtım ve perakende satış tarifeleri uzun dönemli olarak belirlenmektedir. Bu tarifelere ilişkin parametrelerin geçerli olduğu döneme uygulama dönemi adı verilmektedir. İçinde bulunduğumuz ve 2015 yılının sonunda bitecek uygulama dönemi ikinci uygulama dönemi olarak kabul edilmektedir. İkinci uygulama dönemi 2011 yılının başında başlamış olup beş yıllık bir süreyi kapsamaktadır. 2016 yılında başlayacak üçüncü uygulama döneminde geçerli olmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca onaylanacak tarifelere yönelik çalışmaların halihazırda yoğun bir şekilde yürütüldüğü bilinmektedir. Tarifeleri onaylanacak düzenlemeye tabi şirketler Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’na önerilerini sunmaktadırlar. Paydaşlar tarifelere ilişkin olarak görüşe açılmış mevzuat değişikliklerine dair görüş ve önerilerini EPDK ile paylaşmaktadırlar. Olağanüstü bir durum ortaya çıkmadığı takdirde 2015 yılı bitmeden 2016 yılında başlayacak uygulama dönemi tarifeleri ve bu tarifelere ilişkin usul ve esasların yayımlanması beklenmektedir.

Yeni tarifeler onaylanırken kamuoyunun merak edeceği en önemli hususun nihai fiyatların hangi yönde değişeceği olacağını söylemek yanlış olmasa gerek. Düzenlemeye tabi şirketlerin önerilerini, diğer paydaşların görüş ve değerlendirmelerini ve her şeyden önemlisi düzenleyici kurumun nihai kararını bilmeksizin fiyatların hangi yönde ve hangi oranda değişeceğini tahmin etmek konunun en donanımlı uzmanı için bile kolay değildir. Söyleyebileceğimiz tek şey uygulama dönemi değişikliklerinde nihai fiyatlarda ani ve ciddi artışlara geçmişte rastlanmaması nedeniyle benzer bir durumun bu dönemde de ortaya çıkmasının sürpriz olmayacağıdır. Yine değişimin yönü ve büyüklüğünü tarifeler onaylanmadan tam ve doğru tahmin etmek gerçekten güç. Bekleyip görmekten başka bir seçenek yok. Temennimiz daha sonraki uygulama dönemlerinde değişikliklerin daha tahmin edilebilir olması.

2013 yılında yürürlüğe giren EPK’da 2016 yılında başlayacak uygulama dönemini diğer uygulama dönemlerinden farklılaştıran bazı hükümler yer almaktadır. Bu hükümlerin en önemlilerinden birisi son kaynak tedarik tarifelerine ilişkindir. 4628 sayılı Kanunda tanımlanmamış olan son kaynak tedarikini basitçe tedarikçisini seçmemiş olan serbest tüketicilere kanunda belirtilen şartlar dahilinde elektrik tedarik etmek olarak tanımlayabiliriz (1) . Serbest tüketiciler (2) istedikleri tedarikçiden elektrik enerjisi satın alabilirler. Ancak özellikle küçük serbest tüketiciler herhangi bir tedarikçi ile enerji alımına ilişkin bir ikili anlaşma imzalamayı tercih etmemektedirler. Bazı serbest tüketiciler ise böyle bir hakları olduğunu dahi bilmemektedirler. Bu nedenlerden ötürü tedarikçi seçmemiş serbest tüketiciler yaşadıkları ilin dahil olduğu dağıtım bölgesinde faaliyet gösteren elektrik dağıtım şirketinden ayrılmış olan tedarik şirketinden enerji satın almaktadırlar. Bu tüketicilere elektrik enerjisi satmakla yükümlü olan bu şirketlere EPK gereğince “görevli tedarik şirketi” denmektedir. Bu tüketicilere uygulanacak tarife ise son kaynak tedarik tarifesidir. Serbest olmayan genellikle meskenleri kapsayan küçük tüketicilere uygulanan tarifenin adı perakende satış tarifesidir. Bugüne kadar hem serbest olmayan tüketicilere hem de serbest tüketici olmasına rağmen tedarikçilerini seçmeyen tüketicilere aynı tarifeler uygulanmıştır. Son kaynak tarifesine ilişkin yürürlüğe girecek düzenlemelerle bu iki grup arasında nasıl bir fiyat farkı oluşacağı merakla beklenen hususlardan birisidir.

Piyasa işletim tarifesinin ne olacağı ve nasıl uygulanacağı da yakın zamanda netleşecek diğer önemli bir husustur. Piyasa işletim tarifesi bir sonraki başlıkta kısaca ele alınacak ve bu yılın mart ayında resmen kurulan Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ)’nin gelir ihtiyacını karşılamak üzere onaylanacak olan tarifedir.

2. EPİAŞ’ın resmen kurulmuş olması:

Daha önce elektrik piyasasında hem piyasa hem de sistem işletimi kamu iletim şirketi olan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ)’a bağlı birimlerce yönetilmekteydi. 6446 sayılı EPK ile piyasa işletiminin TEİAŞ tarafından değil de yeni kurulacak ve ortaklık yapısında hem kamu hem de özel sektör katılımcılarının yer alacağı EPİAŞ tarafından yapılması karara bağlanmıştır. Bu doğrultuda EPİAŞ’ın kuruluşuna ilişkin çalışmalar EPDK tarafından yürütülmüş ve EPİAŞ 2015 yılının mart ayında resmen kurulmuştur. Başlangıçta hisselerinin yüzde 30’u TEİAŞ, yüzde 30’u Borsa İstanbul AŞ ve yüzde 40’ı özel sektör piyasa katılımcılarında olan EPİAŞ’ın ana görevi gün öncesi piyasası ile gün içi piyasasını işletmektir. Halihazırda geçiş döneminin sona ermediği bilinse de yakın zamanda EPİAŞ piyasa işletiminin her yönüyle patronu olacaktır. EPİAŞ’ın kurulması yeni organize piyasaların geliştirilmesini kolaylaştırması nedeniyle elektrik piyasasında derinliği artırıcı bir rol oynayabilir. Karar alıcı konumdaki bireylerin bağlı olduğu organizasyonların sayısının artması nedeniyle EPİAŞ piyasa işletimine ilişkin kararlar alırken mevcut duruma göre daha kapsayıcı bir çerçevede hareket edebilir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde piyasadaki fiyatların oluşumuna ilişkin temel algıda bazı değişikliklerle karşılaşmamız mümkündür.

3. Gün içi piyasasının temmuz ayında faaliyete geçmiş olması:

Gün içi piyasasının kurulması ile piyasa katılımcılarının portföylerini organize piyasalarda dengelemeleri için yeni bir alternatif oluşturulmuştur. Gün içi piyasası, gün öncesi piyasası ile dengeleme güç piyasası arasında piyasa katılımcılarının işlem yapmalarının yolunu açarak gerçek zamana daha az dengesizlikle girilmesine yardımcı olacaktır. Gün öncesindeki arz ve talep tahminlerinde sapmalar olan piyasa katılımcıları gün içerisinde bu sapmaları dikkate alarak enerji alış-satışı yapıp kendi portföylerini dengesizlik beklentisi olan saate varmadan dengeleyebilmektedirler. Ayrıca sistem işletmecisi üretim ve tüketimin (ya da arz ve talebin) birbirine daha yakın olduğu bir sistemi yöneteceğinden sistem işletmecisinin yükü biraz daha azalmaktadır.

4. Çapraz sübvansiyonlu ulusal tarife uygulamasının 2015 yılı içerisinde sona erdirilecek ya da uzatılacak olması:

Halihazırda Türkiye’de düzenlemeye tabi elektrik tarifeleri ilden ile ya da bölgeden bölgeye farklılık göstermemektedir. Fiyatlar sadece bağlantı durumuna ya da abone grubuna göre değişmektedir. Muğla’daki bir mesken ile Iğdır’daki ya da Kırşehir’deki bir mesken aynı dağıtım, iletim, perakende satış bedelini ödemektedirler. Aynı husus benzer bağlantı durumuna sahip bir sanayi ya da ticarethane abonesi için de geçerlidir . Bu tüketicilere sunulan hizmetin maliyetinin farklı olması ödedikleri elektrik bedelini farklılaştırmamaktadır. Tüm ülke genelinde aynı bedelin uygulanmasının yasal dayanağı EPK’nın geçici 1 inci maddesinde ulusal tarife uygulamasının öngörülmesidir. Bakanlar Kurulunun herhangi bir karar almaması halinde ulusal tarife uygulaması 31 Aralık 2015 tarihinde sona erecektir. Ulusal tarife uygulamasının sona ermesi Türkiye’de yirmi bir farklı mesken, ticarethane, sanayi, tarımsal sulama, aydınlatma fiyatının onaylanması anlamına gelecektir. Diğer bir ifadeyle bölgeler arasında ciddi fiyat farkları oluşacaktır. Hizmet maliyetinin ve kayıp-kaçağın yüksek olduğu bölgelerde elektrik fiyatları mevcut düzeyin çok üstüne çıkacaktır. Hizmet maliyetinin ve kayıp-kaçağın düşük olduğu bölgelerde ise fiyatlar düşecektir. Bakanlar Kurulu geçici 1 inci maddedeki süreleri beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Uzatma olduğu takdirde bulunulan bölgede oluşan maliyetleri değil de ülke genelinde oluşan ortalama maliyetleri yansıtan ulusal tarife uygulamasına devam edilecek ve bölgesel tarifeye geçiş ilerleyen yıllara kalacaktır. Genel beklenti Bakanlar Kurulunun çapraz sübvansiyonlu ulusal tarife uygulamasının süresini uzatmasıdır.

5. Genel aydınlatma giderinin kim tarafından karşılanacağında değişiklik yapılması olasılığı:

EPK’nın geçici 6 ncı maddesi 31 Aralık 2015 tarihine kadar genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanacağını hükme bağlamıştır. Aynı maddede belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılacak kesinti, büyükşehir belediyeleri ve mücavir alanlarındaki belediyelerde aydınlatma giderlerinin yüzde onu, diğer belediyelerde yüzde beşi olarak uygulanacağı hükmüne de yer verilmiştir. Yine bu sınırlar dışında ise aydınlatma giderlerinin yüzde onu ilgili il özel idaresi payından kesinti yapılmak suretiyle karşılanacağı hükme bağlanmıştır.

Dolayısıyla halihazırda genel aydınlatma tarifelerinin çok önemli bir kısmı doğrudan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır. Ancak EPK’nın yine geçici 6 ncı maddesi gereğince Bakanlar Kurulu mevcut uygulamanın süresini iki yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu tarafından süre uzatımı kararı alınmadığı takdirde 2016 yılından itibaren genel aydınlatma tarifelerini ödemekle yükümlü olacak birimler belediyeler ya da il özel idareleri olacaktır.

6. YEKDEM kapsamındaki portföyün hacminde 2016 yılına artış olması beklentisi:

Gerekli şartları sağlayan ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapan santralların Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM)’na katılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Santrallar bir sonraki yıl YEKDEM’e dahil olmak istemeleri halinde bu durumu EPDK’ya bildirmektedirler. Özellikle rüzgar ve hidroelektrik santralları için YEKDEM’e katılıp katılmama kararını belirleyen en temel faktör piyasa fiyatları ile destek fiyatları arasındaki farktır. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda destek fiyatları ABD doları olarak belirlenmiştir. Bu nedenle döviz kuru değişimi YEKDEM’e katılma kararını belirleyen önemli bir parametredir. 2015 yılı içerisinde dolar kuru Eylül başı itibarıyla yılbaşına göre yüzde yirmi civarında yükseliş göstermiştir. Piyasa fiyatlarının üstüne çıkmış olan destek fiyatları YEKDEM’e katılmayı daha cazip hale getirmiştir. Bu nedenle 2016 yılında YEKDEM kapsamındaki hacmin daha yüksek olması beklenebilir. Bu durum, dolar kurunda ciddi düşüş olmaması ya da piyasa fiyatlarında önemli artışlar olmaması hallerinde, YEKDEM kapsamında oluşan maliyetlerin nihai fiyat içindeki payının artacak olması nedeniyle tüketicilerin ödeyeceği bedeli artıracaktır. Ayrıca YEKDEM kapsamında oluşan bedellerin dönem öncesinde belli olmaması ve piyasa katılımcılarına dönem sorasında yansıtılıyor olması nedeniyle miktarı net olmayan bir maliyet unsurunun nihai fiyat içerisindeki oranı artmış olacaktır.

Sonuç olarak 2015 yılının elektrik piyasasının yeniden yapılandırılması sürecinde ve elektrik fiyatlarının oluşumuna ilişkin önemli bir yıl olduğu açıktır. Temennimiz 2015 yılındaki gerçekleşmelerin elektrik piyasasının EPK’da belirlenen amaçlar doğrultusunda daha da gelişmesinde önemli pozitif katkılarda bulunmasıdır.

Dipnotlar:

1. EPK’nın 3 üncü maddesinde son kaynak tedariki “Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilere elektrik enerjisi tedariği” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımın anlaşılması güç olduğundan ve ayrı bir tartışmaya yol açabileceğinden son kaynak tedarikini burada herkesin daha kolay anlayabileceği şekilde tanımlamaya çalıştık.

2. Serbest tüketici EPK’nın 3 üncü maddesinde “Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmaktadır.

3. Serbest tüketicilerin perakende enerji satış bedeli farklılık gösterebilmektedir.

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Ekim 2015 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

TENVAhttps://www.tenva.org
Türkiye Enerji Vakfı (TENVA), enerji kaynakları, teknolojileri, politikaları ve enerji piyasalarında gerçekleşmekte olan ulusal ve uluslararası gelişmelere aktif katkı sunmak için 2012 yılında faaliyetlerine başladı. Enerji sektörüne özel Türkiye'nin ilk ve tek düşünce kuruluşu olmanın verdiği ağırlıkla çalışmalarını gerçekleştiren TENVA bünyesinde; Enerji Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi, Uluslararası Enerji Politikaları ve Diplomasisi Araştırma Merkezi, Enerji Piyasaları ve Düzenleyici İşlemler Araştırma Merkezi yer almaktadır. TENVA, dünya piyasalarındaki eğilimler ve politik gelişmeler dikkate alınarak; uluslararası bir bakış ve disiplinler arası bir anlayış ile sektörü ele alıyor ve bu anlayış çerçevesinde 2013 Haziran ayından bu yana aylık olarak Enerji Panorama dergisini yayınlıyor.

Benzer

Sosyal Medya

513BeğenenlerBeğen
431TakipçilerTakip Et
13,416TakipçilerTakip Et

Haber bültenimize abone ol

E-Bülten abonemiz olun, enerji sektörüne dair en güncel haberler ve duyurular her hafta e-posta adresinize gelsin.

spot_img

En Son Haberler